Meaning of
"ÖNCELİKLİ"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
öncelikli
privileged
ÖNCELİKLİ
OF FIRST PRIORITY
ÖNCELİKLİ
OF TOP PRIORITY
ÖNCELİKLİ
PREDECESSOR
ÖNCELİKLİ
PREFERENTIAL
ÖNCELİKLİ
PREFERRED
ÖNCELİKLİ
INDISPENSABLE
ÖNCELİKLİ
PRIOR
ÖNCELİKLİ
PRIVILEGED
öncelikli alan
foreground area
öncelikli alanlar
priority areas
öncelikli borçlardan sonra ödenecek borç
subordinated debt
Öncelikli bölge
Priority region
öncelikli çağrı başlatma ve kesme
precedence/preemption
öncelikli erişim ve kanal tahsisi
priority access and channel assignment
Öncelikli hak
Preferential right
öncelikli hisse
priority share
öncelikli hisse senedi
preference share
Öncelikli hisse senedi
Preferred stock
öncelikli işkesme
priorized interrupt
öncelikli işlem
foreground processing
öncelikli işleme
priority processing
öncelikli işleme
foreground processing
öncelikli kesinti
prioritized interrupt
öncelikli konular
priority issues
öncelikli konuşma
priority call
Öncelikli kullanıcılar
priority uses
öncelikli kuyruk
priority queue
öncelikli kuyruk veri yapısı
priority queue data structure
ÖNCELİKLİ OLMA
ANTECEDENCE
öncelikli program
foreground program
öncelikli süreç
foreground process
öncelikli şart
prior condition
öncelikli temettü
preference dividend