Meaning of
"1.üzmek, telaşlandırmak, sıkmak, 2.rahatsız etmek, zahmet vermek, 3.zahmet etmek, 4.acı çektirmek, acı vermek, 5.müşkül, zorluk, güçlük, 6.zor durum, tehlike, dert, bela, 7.zahmet, 8.(sosyal/siyasal) düzensizlik, 9.ızdırap, üzüntü, sıkıntı, 10.sorun, kötü"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
1.üzmek, telaşlandırmak, sıkmak, 2.rahatsız etmek, zahmet vermek, 3.zahmet etmek, 4.acı çektirmek, acı vermek, 5.müşkül, zorluk, güçlük, 6.zor durum, tehlike, dert, bela, 7.zahmet, 8.(sosyal/siyasal) düzensizlik, 9.ızdırap, üzüntü, sıkıntı, 10.sorun, kötü
trouble