Meaning of
"1.en uçtaki, had safhadaki, son, sınır, aşırı, 2.çok büyük, son derece, çok, 3.(düşünce, vb.) aşırı, müfrit, 4.en uzak nokta, sınır, uç, 5.son derece, son had"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
1.en uçtaki, had safhadaki, son, sınır, aşırı, 2.çok büyük, son derece, çok, 3.(düşünce, vb.) aşırı, müfrit, 4.en uzak nokta, sınır, uç, 5.son derece, son had
extreme