Meaning of
"Alacaklı"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
alacaklı
payee
ALACAKLI
UNPAID
ALACAKLI
OBLIGEE
alacaklı
obligee
Alacaklı
Beneficiary
ALACAKLI
ENCUMBRANCER
ALACAKLI
CLAIMANT
ALACAKLI
CREDITOR
alacaklı
creditor
alacaklı bakiye
positive balance
alacaklı hesaplar
accounts receivable
alacaklı işçi
unpaid worker
alacaklı kişi
payee
alacaklı taraf
payee
alacaklı taraf
stipulator
alacaklı taraf
credit side
Alacaklı veya borçlu olmak
To acquire rights or assume obligations
ALACAKLIDAN KAÇMAK
ABSCOND
alacaklılar defteri
creditor’s ledger
Alacaklılar sıra cetveli
Creditors’ ranking list
Alacaklılar toplantısı
Meeting of creditors
alacaklıları bir borçlunun mal varlığına karşı olan hak önceliğine göre sıralamak
marshal
alacaklıları bir borçlunun mal varlığına karşı olan hak önceliğine göre sıralamak
marshall
Alacaklıların haklarını ihlal etmek
To breach the rights and claims of the creditors
alacaklının alacağı ödeninceye kadar
estate by elegit