Meaning of
"BİLGİN"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
BİLGİN
ERUDITE
BİLGİN
LEARNED
BİLGİN
LEARNED MAN
BİLGİN
PUNDIT
bilgin
pundit
BİLGİN
SAVANT
bilgin
longhair
BİLGİN
BOOKMAN
bilgin
scholar
BİLGİN
SCIENTIST
bilgin olsun (diye söylüyorum)
for the record
bilgin, alim
savant
bilgin, bilim adamı
scientist
Bilgin, fenci, fen adamı
Scientist
BİLGİNCE
ERUDITELY
bilginin amacı
purposes of information
bilginin bozulmazlığı
integrity of information
bilginin değersizleşmesi
information bankruptcy
bilginin en büyük düşmanı cehalet değil, bilgi yanılsamadır
the greatest enemy of knowledge is not ignorance, it is the illusion of knowledge.
bilginin esas ve sınırlarından bahseden bilim dalıyla ilgili
epistemological
bilginin iletim hızı
information rate
bilginin istemsizce açığa çıkması
inadvertent disclosure
bilginin kötüye kullanımı
information abuse
bilginin nicemsel ışınlanması
quantum teleportation of information
bilginin tamlığı
integrity of information
bilginin yapısı
structures of information
Bilginin yayılması
Dissemination of knowledge
bilginin yayılmasına karşı kimse
ignorantist
BİLGİNLİK
ERUDITION
BİLGİNLİK
SCHOLARSHIP