Meaning of
"BULAŞICI"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
bulaşıcı
communicable
bulaşıcı
pestiferous
bulaşıcı
pestilential
bulaşıcı
zymotic
BULAŞICI
CATCHING
bulaşıcı
catching
bulaşıcı
infectious
BULAŞICI
CONTAGIOUS
bulaşıcı
contagious
BULAŞICI
TRANSMITTED
BULAŞICI
CORRUPTIVE
BULAŞICI
TAKING
BULAŞICI
INFECTIOUS
Bulaşıcı (tıp)
Pestilent
Bulaşıcı (tıp)
Infectious
bulaşıcı hastalık
communicable disease
bulaşıcı hastalık
infectious disease
BULAŞICI HASTALIK
CONTAGION
bulaşıcı hastalık
contagious disease
bulaşıcı hastalık
Infectious-disease
Bulaşıcı hastalık (tıp)
Zymotic disease
Bulaşıcı hastalık (tıp)
Infectious disease
Bulaşıcı hastalık yayan (tıp)
Pestiferous
Bulaşıcı hastalıklar.
INFECTIOUS DISEASES
Bulaşıcı karaciğer yangısı (tıp)
Infectious hepatisis
Bulaşıcı Süngerimsi Ensefalopati
Transmissible Spongiform Encephalopathy
bulaşıcı ve öldürücü hastalık
pestilence
bulaşıcı ve salgın hastalıklar hastanesi
pest house
Bulaşıcılık (tıp)
Infectiousness