Meaning of
"GÖZLER"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
GÖZLER
LIGHTS
Gözler arası (tıp)
Interocular
GÖZLER ÖNÜNE SERMEK
REVEAL
GÖZLER ÖNÜNE SERMEK
DISPLAY
GÖZLERDEN UZAK
OBSCURE
GÖZLERDEN UZAK
SECLUDED
GÖZLERİ BAĞLI
BLINDFOLD
GÖZLERİ BAĞLI OLARAK
BLINDFOLD
GÖZLERİ ÇAKMAK ÇAKMAK OLMUŞ KİMSE
DRAGON
gözleri çukura düşmüş
hollow eyed
gözleri çukura kaçmış
hollow-eyed
gözleri gören, kör olmayan
sighted
gözleri iyi görmeyen kimse
blinkard (obsolete)
GÖZLERİ PARLAMAK
BEAM
GÖZLERİ PARLAMAK
BEAM ON SMB.
GÖZLERİ PARLAMAK
EYES BE BRIGHT WITH DESIRE
GÖZLERİ YAŞLI
LACHRYMOSE
gözlerim sende
i got my eyes on you
gözlerime inanamıyorum, gerçekten sen misin?
my eyes, is it really you?
gözlerimi senden alamıyorum
can’t take my eyes off you
gözlerin altındaki şişkinlik
eye bag
gözlerin çevresindeki koyu halkalar
eyes like two burnt holes in a blanket
gözlerin dışa dönmesi
disclination
gözlerin dolması
filling with tears
gözlerin ne renk?
what color are your eyes?
gözlerin ne renk?
what colour are your eyes?
gözlerin sağa deviyasyonu
deviation of eyes to the right
gözlerin sulanması
watering of eyes
gözlerinden yaş boşanmak
burst into tears
Gözlerinden yaşlar boşanarak
Eyes swimming with tears
gözlerine bakabilir miyim?
may i look at your eyes?
gözlerine inanamamak
do a double take
gözlerine ziyafet çekmek
feast one’s eyes
gözlerini bağla
hoodwink
GÖZLERİNİ BAĞLAMAK
HOODWINK
GÖZLERİNİ BAĞLAMAK
BLINDFOLD
gözlerini dikip bak
stare at
GÖZLERİNİ DİKMEK
STARE
GÖZLERİNİ DİKMEK
STARE AT
GÖZLERİNİ DİKMEK
FIXATE
Gözlerini kapat
Close your eyes