Meaning of
"KÜLÇE"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
külçe
mass
KÜLÇE
NUGGET
külçe
ingot
KÜLÇE
CHUNK
KÜLÇE
INGOT
KÜLÇE (ALTIN VEYA GÜMÜŞ)
BULLION
külçe altın
bullion
külçe altın veya gümüş
bullion
Külçe bakır
Ingot copper
Külçe cam (granül, toz veya pul şeklinde olan camlar hariç)
Glass in the mass (excluding glass in the form of powder, granules or flakes)
Külçe cam; cam bilye (mikrosferler (kürecikler) hariç), çubuk ve borular, işlenmemiş
Glass in the mass, in balls (except microspheres), rods or tubes, unworked
külçe çelik
ingot steel
külçe demir
ingot iron
Külçe demir
Ingot iron
KÜLÇE FIRININDA TASFİYE ETMEK
PUDDLE
Külçe halinde
In the mass
Külçe halinde altın yada gümüş.
BULLION
Külçe kalay
Black tin
Külçe kalay
Block tin
külçe kalıbı
ingot mould
Külçe kalıpları
Ingot molds
Külçe pirinç
Ingot brass
Külçe sac, demir sac
Black sheet
külçe yapısı
ingot structure
Külçe, altın ya da gümüş külçesi
Bullion
Külçe,kütük,tomruk.
INGOT
külçeci
bullionist
Külçeleme fırını, yumaklama fırını
Balling furnace
Külçeleme tamburu, yumaklama tamburu
Balling drum
Külçeleme, ince parça birleşmesi(cam), Yumaklama, yumrulama
Balling
külçeleme, sinterleme
sintering
Külçeler
Ingots
Külçeler, diğer birincil formlar ve uzun yarı mamul ürünler, dikişsiz borular için (paslanmaz çelik haricindeki alaşımlı çelikten)
Ingots, other primary forms and long semi-finished products for seamless tubes (of alloy steel other than of stainless steel)
Külçeler, diğer birincil formlar ve uzun yarı mamul ürünler, dikişsiz borular için (paslanmaz çelikten)
Ingots, other primary forms and long semi-finished products for seamless tubes (of stainless steel)