Meaning of
"KILIÇ"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
kılıç
cold steel
kılıç
cutlass
kılıç
falchion
KILIÇ
SABER
KILIÇ
SABRE
KILIÇ
BLADE
KILIÇ
GLAIVE
kılıç
sword
Kılıç
Swordfish
kılıç
claymore
Kılıç balığı
Sword fish
kılıç balığı
swordfish
Kılıç balığı fırın
Baked swordfish
Kılıç balığı.
SWORDFISH
kılıç başı
pommel
kılıç gibi azı dişleri
scimitar-like tusks
Kılıç hamayili, kılıç kayışı
Baldrick
kılıç ile omuzuna dokunma
accolade
KILIÇ KABZASINDAKİ TOP
POMMEL
kılıç kayışı
baldric
kılıç kını
scabbard
KILIÇ KULLANMA
SWORDPLAY
KILIÇ KULLANMAKTA USTA KİMSE
BLADE
kılıç kullanmakta usta olan kimse
swordsman
KILIÇ OYUNU
SWORDPLAY
kılıç şeklinde
ensiform
KILIÇ ŞEKLİNDE OLAN
XIPHOID
KILIÇ USTASI
SWORDSMAN
Kılıç, pala, kasatura, mızrak ve benzeri silahlar ile bunların parçaları
Swords, cutlasses, bayonets, lances and similar arms and parts thereof
KILIÇBALIĞI
SWORDFISH
kılıçbalığı
swordfish
kılıçbalığı
spearfish
kılıçla hamlede bulunmak
thrust at someone
KILIÇLA KESMEK
SABER
KILIÇLA KESMEK
SABRE
KILIÇLA YOL AÇMAK
SLASH
Kılıçlar
Swords
Kılıçlar, palalar, süngüler ve lance füzeleri
Swords, cutlasses, bayonets and lances
Kılıçlar, palalar, süngüler, mızraklar ve bunların parçaları
Swords
KILIÇLI BASTON
SWORDSTICK
KILIÇTAN GEÇİRME
MASSACRE
kılıçtan geçirme, katliam, kırım
Massacre
KILIÇTAN GEÇİRMEK
MASSACRE
KILIÇTAN GEÇİRMEK
PUT TO THE SWORD
KILIÇTAN GEÇİRMEK
SLAUGHTER
KILIÇTAN GEÇİRMEK
SABER
KILIÇTAN GEÇİRMEK
SABRE