Meaning of
"KURUTULMUŞ"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
Kurutulmuş
Dried
KURUTULMUŞ
SEARED
Kurutulmuş balıklar
Dried fish
Kurutulmuş bezelyeler
Dried peas
kurutulmuş bitki koleksiyonu
herbarium
Kurutulmuş bitki korunağı,herbaryum
Herbarium
kurutulmuş çiçekleri ise çorbalarda ve çaylarda kullanılan bir bitki
hyssop
KURUTULMUŞ DÖVÜLMÜŞ ET
PEMMICAN
Kurutulmuş et cipsleri
Dried meat strips
kurutulmuş hindistan cevizi
copra
kurutulmuş hindistancevizi
copra
KURUTULMUŞ HİNDİSTANCEVİZİ İÇİ
COPRA
Kurutulmuş kalıba döküm
Dry sand casting
Kurutulmuş kum, kuru kum
Dried sand
Kurutulmuş madde
Dried Substance
kurutulmuş meyva
dried fruit
kurutulmuş meyve
desiccated fruit
Kurutulmuş meyve (hurmalar, ananaslar, avokado, guavalar, mangolar, mangosteenler, narenciye ve üzümler hariç); kurutulmuş fındık ve / veya kuru meyveler karışımları
Dried fruit (excluding dates, pineapples, avocados, guavas, mangoes, mangosteens, citrus fruit and grapes); mixtures of dried nuts and/or dried fruits
Kurutulmuş meyveler
Dried fruit
Kurutulmuş tofular
Dried tofu
KURUTULMUŞ TUZSUZ BALIK
STOCKFISH
Kurutulmuş yumurta beyazı
Meringue powder
Kurutulmuş yumurta beyazı
Dried egg white
Kurutulmuş, tuzlanmış, salamura edilmiş veya tütsülenmiş balıklar
Dried or salted fish; fish in brine; smoked fish
Kurutulmuş, tuzlanmış, tütsülenmiş veya baharatlanmış etler
Dried, salted, smoked or seasoned meat