Meaning of
"aç"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
Açık sarı
Agate gray
AÇIK ALAN
AGORA
AÇILMAK
AIR
AÇIĞA VURMA
AIRING
AÇIK ETME
AIRING
AÇIKGÖZ
ALERT
AÇIKGÖZLÜK
ALERTNESS
AÇIK HAVA
ALFRESCO
açık havada
alfresco
Açık kuşaklar
Allowed bands
Açık erke bölgeleri
Allowed energy zones
AÇIK YARA
AN OPEN SORE
AÇIMLAMAK
ANATOMIZE
açımlamak
anatomize
Açık ve kesindir
And that’s flat
açı
angle
açı köşe
angle
açıortay
angle bisector
açıortay teoremi
angle bisector theorem
açı freze bıçağı
angle cutter
açı denklemi
angle equation
Açı ölçme
Angle measurement
açı frezesi, konik freze bıçağı
angle milling cutter
açı modülasyonu
angle modulation
açısı
angle of
açı noktası
angle point
açı çekimi
angle shot
Açılı stop valfi, köşeli stop valfi
Angle stop valve
Açı deneme
Angle testing
Açılı termometre
Angle thermometer
Açılı sıkma
Angle tightening
açı tarama
angle tracking
Açılı valf, köşeli valf
Angle valve
açısı; köşe
angle; corner
açılı
angled
Açılı; Köşeli
Angled
Açılı yol kenarı park
angled on-street parking
AÇILI
ANGULAR
açısal
angular
Açısal ivme
Angular accelaration
açısal ivme
angular acceleration
açısal ivme
angular acceleriton
açısal avans
angular advance
açısal yükseklik
angular altitude
açısal açıklık
angular aperture
açısal kalibrasyon sabitleri
angular calibration constants
açısal temas
angular contact
Açısal temaslı bilyalı yatak
Angular contact ball bearing
açısal temaslı yatak
angular contact bearing
açısal çap
angular diameter
açısal fark
angular difference
Açısal dönüm
Angular displacement
açısal yer değiştirme
angular displacement
açısal mesafe
angular distance
Açısal uzaklık
Angular distance
açısal bozulma
angular distortion
açısal dağılım
angular distribution
açısal hata
angular error
açısal hata kapanması
angular error of closure
açısal alan
angular field
açısal frekans
angular frequency
Açısal frekans, dönme frekansı
Angular frequency
açısal sıklık
angular frequency
açısal yukseklik
angular height
açısal impuls
angular impulse
açısal eklemler
angular joints
Açısal büyütme
Angular magnification
açısal ölçü
angular measure
açısal kiplenim
angular modulation
açısal moment
angular momentum
açısal moment operatörü
angular momentum operator
açısal paralaks
angular parallaks
açısal polarizasyon
angular polarization
Açısal nicemsayısı (atom)
Angular quantum number
Açısal çözünüm; Açısal çözünürlük
Angular resolution
açısal çözünürlük
angular resolution
açısal tepki
angular response
Açısal haddeleme yöntemi
Angular rolling method
açısal dönme
angular rotation
açısal dönüklükle
angular rotations
Açısal sensör
Angular sensor
açısal aralık
angular spacing
açısal hız
angular speed
açısal uyumsuzluk
angular unconformity
Açısal hız.Devinen cismi duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının (yarıçap vektörü) birim zamanda taradığı açı.
ANGULAR VELOCITY
açısal hız
angular velocity
Açısal hız, dönme hızı
Angular velocity
Açılılık; Köşelilik
Angularity
açıklamalı gerçeklik
annotated reality
Açılı taşlayıp parlatma (düz cam kenarı)
Antique level
açıklık
aperture
açıklık, aralık
aperture
Açıklık; aralık; pencere
Aperture
açıklık açısı
aperture angle
Açıklık zıtlığı
Aperture contrast
Açıklık kapakçığı
Aperture diaphragm
açıklık bozunumu
aperture distortion
Açıklıklı yakın alan taramalı mikroskopi
Aperture near-field scanning microscopy
açıklık sayısı
aperture number
açıklık oranı
aperture ratio
Açıklıklı taramalı evre zıtlıklı mikroskopi
Aperture scanning phase-contrast microscopy
Açıklık sınırlayıcı (optik)
Aperture stop
açı tepesi
apex
AÇIĞA VURMA
APOCALYPSE
AÇIK
APPARENT
açık belli görünen
apparent
AÇIK;KOLAYCA GÖRÜNEN
Apparent
açıklık, ortada oluş
apparentness
açar
appetizer
Açılı makas yapılar
Arch clips
Açılı istinat ayakları
Arch stilts
Açılı istinat kemerleri
Arch struts
aç mısın
are you hungry
aç mısın?
are you hungry?
açıkgöz
argus
açıkgöz
argus eyed
açık oturum yapmak
arrange a panel
AÇIK
ARTICULATE
AÇIK SEÇİK BELİRTMEK
ARTICULATE
AÇIKÇA BELİRTİLMİŞ
ARTICULATE
AÇIKÇA SÖYLEMEK
ARTICULATE
açık bir şekilde ifade etmek
articulate
açık bir şekilde telaffuz etmek
articulate
açıkça anlatım kabiliyeti
articulateness
açık bir şekilde dile getirme
articulation
açık bir şekilde ifade eden kimse
articulator
açıklanabilir değişme
assignable variation
AÇIKGÖZ
ASTUTE
AÇIKGÖZLÜK
ASTUTENESS
aç kurt gibi saldırmak
attack a meal like a ravenous wolf
AÇIK ARTIRMA İLE SATMAK
AUCTION
Açık artırma.
AUCTION
AÇIK ARTIRMA İLE SATMAK
AUCTION OFF
AÇIK ARTIRMA İLE SATMAK
AUCTIONEER
AÇIK ARTIRMACI
AUCTIONEER
açık artırma ile satış
auction
açık artırma ile satmak
auction
Açık artırma; Mezat
Auction
açık artırmacı, mezatçı, mezat tellalı
auctioneer
açık artırma ile satma
auctioning
AÇGÖZLÜLÜK
AVARICE
açgözlülük
avarice
açgözlü
avaricious
AÇGÖZLÜ
AVID
AÇGÖZLÜLÜK
AVIDITY
açıkça söyle
avow
AÇIKÇA SÖYLEMEK
AVOW
AÇIK
AVOWED
AÇIKÇA
AVOWEDLY
açalya
azalea