Meaning of
"daha önce"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
daha önce
already
daha önce
before
daha önce
in the beginning
daha önce
bifore (obsolete)
daha önce
biforn (obsolete)
daha önce
earlier
daha önce
lower
daha önce
afore
daha önce
umquhile (scottish)
daha önce
previously
daha önce
ere long
daha önce (bir yazıda)
above
daha önce adı geçen
abovementioned
daha önce adı geçen
above-mentioned
daha önce adı geçen kişi/kişiler (bir yazıda)
the above
daha önce anlatılan
aforementioned
daha önce anlatılan
twice-told
daha önce aranmamış bir yerde petrol/maden arayan
wildcatter
daha önce bahsedilen
forementioned
daha önce bahsi geçen, değinilen
abovesaid
daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün
nearly-new
daha önce belirtildiği gibi
as stated previously
daha önce belirtilen
abovesaid
daha önce belirtilen
aforegoing
daha önce belirtilen
aforementioned
daha önce belirtilen
afore-mentioned
daha önce belirtilen
aforesaid
daha önce belirtilen
foregoing
daha önce belirtilen
forementioned
daha önce bulunulan yerden çıkmak
dislodge
daha önce cenova’da baş hakimlerden birine verilen unvan
abbot of the people
daha önce çok sayıda doğum yapmış
multiparous
daha önce görülmemiş bir kuş türünün görülmesi
lifer
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü
life bird
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü
lifer
daha önce görülmemiş olup var olduğu varsayılan yaratık
hypothetical creature
Daha önce ihraç edilmiş sermaye piyasası araçları
Previously issued capital market instruments
daha önce kapma
preoccupancy
daha önce kullanılmış (madde)
nonvirgin
daha önce olan
prior
daha önce ölmek
die before
daha önce ölmek
die earlier than
daha önce ölmek
predecease
daha önce önerilen hipoteze göre
ex hypothesi
daha önce rastlanılmamış biçimde
unprecedentedly
daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak
reverse oneself on
daha önce söylenen
aforecited
daha önce söylenilen
aforesaid
daha önce söylenilen
forenamed
daha önce söylenilen, adı geçen
aforesaid
daha önce sözü edilen
above
daha önce sözü edilen
abovementioned
daha önce sözü edilen
above-mentioned
daha önce sözü edilen/edilmiş
beforementioned
daha önce sözü edilen/edilmiş
prementioned
daha önce suistimale uğramış olan
once abused
daha önce tartışılmış
discussed earlier
daha önce türkiye’de bulundun mu?
have you ever been to turkey before?
daha önce türkiye’de bulundun mu?
have you ever been to turkey?
daha önce türkiye’ye geldin mi?
have you ever been to turkey before?
daha önce türkiye’ye geldin mi?
have you ever been to turkey?
DAHA ÖNCE VAR OLMAK
PRE-EXIST
daha önce var olmak
preexist
daha önce var olmak
pre-exist
Daha önce verilmiş bir mahkeme kararı
A court precedent
daha önce yapılan
twice-told
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı)
naturalised
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı)
naturalized
daha önce, daha önceki
afore
daha önce/erken
sooner
daha önce/yukarıda bahsedilen/verilen/sözü edilen
beforementioned
daha önce/yukarıda bahsedilen/verilen/sözü edilen
aforecited
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama
living up to
daha önceden kayıtsız oluduğunuz birine karşı şimdi duymaya başladığınız saygı
newfound respect
daha önceden saat 15:00’de yapılan, şimdilerde roma katolik kilisesi’nde biraz daha erkene alınmış bir ayin
noon (obsolete)
daha önceden yapılan birşeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek
wheel out
Daha önceki
Prior, previously
daha önceki (bölüm/paragraf/satır/sayfa)
the above
daha önceki bir tarihten itibaren geçerli kılmak
backdate
daha önceki işletim ve değerlendirmede elde edilmeyen bilgiyi tamamlayan değerlendirme
follow-on operational test and evaluation
daha önceki olaya uygulanabilen
ex post facto