Meaning of
"fırınlanmış"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
Fırınlanmış
Fired
fırınlanmış
kiln dried
Fırınlanmış alçıtaşı
Calcined gypsum
Fırınlanmış alumina; Kalsine alumina
Calcined alumina
fırınlanmış ancak sırlanmamış çömlek işi
biscuit ware
Fırınlanmış dolomit
Burned dolomite
Fırınlanmış dolomit; Kalsine dolomit
Calcined dolomite
Fırınlanmış ham refrakter
Calcine
Fırınlanmış kaynaşık taneli refrakter
Rebonded fused grain refractory
Fırınlanmış kireç
Deadburnt lime
Fırınlanmış kireçtaşı
Burnt limestone
Fırınlanmış kum
Burned sand
Fırınlanmış maça
Baked core
Fırınlanmış manyezi; Kalsine manyezi
Calcined magnesite
Fırınlanmış manyezit
Burnt magnesite
Fırınlanmış refrakter dolomit
Calcined refractory dolomite
Fırınlanmış seramikler; Pişirilmiş seramikler
Fired ceramics
fırınlanmış, fırında kurumuş
oven-dry
Fırınlanmış, pişirilmiş
Baked