Meaning of
"i. bel"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
i. bel isi; hazirlik isi.
spadework
i. bel yeri.
waistline
i. bel; etin fileto kismi. loincloth i. pestemal, kusak. fruit of the loins nesil, kusak. gird up one’s loins beline kusagini sarmak; buyuk bir ise hazirlanmak.
loin
i. bel; herhangi bir seyin orta kismindaki girinti; kadin elbisesinin ust kismi; buluz; geminin orta kismi, bel.
waist
i. belagat ilmi alimi veya hocasi; guzel konusma ustasi, hatip; belagatli hatip veya yazar.
rhetorician
i. belagat ilmi, konusma sanati.
rhetoric
i. Belcika, Hollanda ve Luksemburg, Benelux Devletleri.
benelux
i. Belcika.
belgium
i. belediye reisi Lord Mayor Buyuk Britanya’da Londra gibi belirli bazi sehirlerde belediye reisi. mayoralty i. belediye reisligi. mayoress i. belediye reisi’nin karisi; kadin belediye reisi.
mayor
i. Belgrad, Yugoslavya’nin baskenti.
belgrade
i. belinden asagisi balik seklinde olan efsanevi deniz adamin.
merman
i. belinden asagisi balik seklinde olan efsanevi denizkizi.
mermaid
i. belirli bir gayeye ulasmak icin buyuk bir rizikoyu goze almak (cogunlukla siyasi hayatta).
brinkmanship
i. belirli bir goruse dayanan aciklama veya tanimlama; ceviri; uyarlama, adaptasyon.
version
i. belirli bir olcuden fazla ilac verme, dozu asma; asiri doz; kis. O.D., o/d fazla esrar alma; fazla esrardan hasta olan veya olen kimse.
overdose
i. belirli is sirasi, alisilmis hareket, adet. by rote mekanik olarak, dusunmeden, ezberden.
rote