Meaning of
"yüklü"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
YÜKLÜ
FRAUGHT
YÜKLÜ
LADEN
yüklü
on load
YÜKLÜ
LOADED
YÜKLÜ
CHARGED
yüklü
weighty
Yüklü (elektrik)
Charged
Yüklü baskılı devreler
Loaded printed circuits
yüklü bir hale getirmek, , artirmak, çekmek, dikivermek
Run-up
yüklü çalışma
on load, on load operation
yüklü empedans
loaded impedance
yüklü hat
loaded line
Yüklü kayış
Loaded belt
yüklü parçacık
charged particle
yüklü su kesimi
load waterline
yüklü süpersıvı
charged superfluid
Yüklü taşlama çarkı
Loaded grinding wheel
yüklük
cupboard
YÜKLÜK
CLOSET
yüklük (elbise/çamaşır için)
press
Yüklük yatağı
Murphy bed