Translate
"be on"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
be on
açık olmak (elektrik/su/gaz)
be on
bir plana, etkinliğe var olmak
be on
mümkün değil
be on
olacak iş/şey değil
be on (one’s) side
(birine) taraf olmak
be on a better footing than ever
araları her zamankinden daha iyi olmak
be on a diet
perhiz yapmak
be on a diet
rejim yapmak
be on a go slow
işi yavaşlatmak
be on a good wicket
iyi durumda olmak
be on a natural high
çok mutlu olmak
be on a natural high
mutlu olmak
BE ON A PAR WITH
EŞİT OLMAK
be on a par with
eşit olmak
be on a par with someone
aynı kulvarda olmak
be on a quest
bir arayış içinde olmak
be on about something
bir şey demek istemek
be on borrowed time
bugün var yarın yok olmak
BE ON CLOUD NINE
HAVALARA UÇMAK
be on cloud nine
ağzı kulaklarına varmak
be on cloud nine
aşırı mutlu olmak
be on cloud nine
çok mutlu olmak
be on cloud nine
mutlu olmak
be on days
gündüz vardiyasında çalışmak
be on display
sergilenmek
be on edge
sinirli olmak
be on fire
gaza gelmek
be on good terms with someone
birisiyle iyi ilişkiler içinde olmak
be on guard
nöbet tutmak
BE ON GUARD DUTY
NÖBET TUTMAK
be on nights
gece vardiyasında çalışmak
be on nodding terms (with someone)
(biriyle) sadece aşina olmak
be on nodding terms with somebody
biriyle sadece aşina olmak
be on one’s own
kendi kendini geçindirmek
be on one’s own
yalnız başına kalmak
be on one’s side
yanında yer almak
be on one’s toes
tetikte olmak
be on one’s turf
kendi çöplüğünde olmak
be on one’s way to
gitmekte olmak
be on piecework
parça başı ücret almak
be on pins and needles
diken üstünde oturmak
be on probation
şartlı tahliyeden sonra gözetim altında olmak
be on show
sergilenmekte olmak
BE ON SMB.’S SIDE
TARAFINI TUTMAK
be on somebody’s ˈside
(birine) taraf olmak
be on speaking terms
birbirini az tanımak
BE ON STRIKE
GREV YAPMAK
be on strike
grevde olmak
be on television
televizyonda olmak
be on tenterhooks
dokuz doğurmak, diken üstünde oturmak
be on tenterhooks
endişe içinde olmak
be on the air
yayında olmak
be on the alert
tetikte olmak
be on the ball
uyanık olmak
be on the board
yönetim kurulunda olmak
be on the carpet
zılgıt yemek
be on the day shift
gündüz vardiyasında çalışmak
be on the decline
1. azalmak, 2. zayıflamak, güçten düşmek
be on the dole
işsizlik tazminatı almak
be on the dole
işsizlik yardımı almak
be on the double time
fazla mesai yaparak çift maaş almak
be on the first rank
ilk sırada olmak
be on the grass
esrar çekmek
be on the house
şirketten olmak
be on the lookout
gözcülük et
BE ON THE LOOK-OUT FOR
ARAMAK
BE ON THE LOOSE
DAĞITMAK
be on the market
satışa çıkarılmak
be on the night shift
gece vardiyasında çalışmak
be on the phone
1. telefonu olmak, 2. hatta olmak
be on the phone
telefona sahip olmak (evde veya işyerinde)
be on the pill
doğum kontrol hapı almak
be on the point of
-mek üzere olmak
be on the prowl
(özellikle seks için bir partner) arayışında olmak
be on the qui vive
kulağı kirişte olmak
BE ON THE RAMPAGE
KIYAMETİ KOPARMAK
be on the razor’s edge
iki ateş arasında kalmak
be on the razor’s edge
ölümle kalım arasında olmak
be on the receiving end
-maruz kalmak, çekmek
be on the right road
doğru yolda olmak
be on the same flight
aynı uçakta/uçuşta olmak
be on the same wavelength
aynı düşüncelere sahip olmak
be on the same wavelength
aynı frekansta olmak
be on the same wavelength
aynı kafadan olmak
be on the shelf
evde kalmış olmak (kadın)
be on the side of the angels
iyi ve doğrunun yanında olmak
be on the stage
tiyatro oyuncusu olmak
be on the telex
teleksi olmak
be on the threshold
eşiğinde olmak
be on the up and up
kendini toparlamak
BE ON THE WANE
AZALMAK
be on the wane
azalmakta olmak
BE ON THE WANE
KÜÇÜLMEK
BE ON THE WANE
ZAYIFLAMAK
be on the war path
babaları üstünde olmak
BE ON THORNS
TEDİRGİN OLMAK
be on top of the world
çok mutlu olmak
be on top of the world
dünyalar onun olmak
be on top of the world
mutlu olmak
be on velvet
el bebek gül bebek olmak
be on your head
sen bilirsin
be one of (the most important/largest...) among
arasında yer almak
be one of the
arasında yer almak
be one with
ile aynı fikirde olmak
be one’s own boss
kendi kendisinin patronu olmak
be one’s own boss
kendi patronu olmak
be oneself
kendinde olmak
be oneself
normal bir şekilde hareket etmek
BE ONESELF AGAIN
KENDİNE GELMEK
be only too glad
dünden razı olmak
BE ONTO
BİLMEK