Meaning of
"saldırı"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
SALDIRI
INVASION
SALDIRI
DASH
SALDIRI
THRUST
SALDIRI
OFFENCE
SALDIRI
OFFENSE
saldırı
offense , (yng.) offence
SALDIRI
OFFENSIVE
saldırı
offensive
SALDIRI
ONSET
SALDIRI
ONSLAUGHT
SALDIRI
ON-SLAUGHT
SALDIRI
RAID
saldırı
blow
saldırı
rampage
SALDIRI
CHARGE
saldırı
assault
saldırı
intrusion
saldırı
invasion
SALDIRI
ATTACK
Saldırı
Attack, assault
saldırı
munition attack
SALDIRI
POUNCE
SALDIRI
AGGRESSION
saldırı
aggression
saldırı açısı
angle of attack
saldırı adımı
attack step
saldırı ağacı
attack tree
saldırı alarmı
attack alarm
saldırı algılama ve uyarı
Attack Sensing and Warning (AS and W)
saldırı aracı
attack tool
saldırı aracı takımı
attack tool kit
saldırı aşamaları
kill chain
saldırı belirtisi
attack manifestation
saldırı çirkin
offensive
saldırı çözümleme ve önleme
intrusion analysis and response
saldırı dayanıklılığı
intrusion tolerance
saldırı denizaltısı
attack submarine
saldırı engelleme
intrusion prevention
saldırı engelleme noktası
attack interdiction point
saldırı hızı
attack speed
saldırı hücum
assail
saldırı ilişkilendirme
attack attribution
saldırı imi
attack signal
saldırı imzası
attack signature
saldırı kapsamı
attack coverage
saldırı önleme
firewalling
saldırı önlemedizgesi
intrusion prevention system
saldırı örüntüsü
attack pattern
saldırı planı
plan of attack
saldırı sahası
attack forest
saldırı saptama
attack detection
saldırı sezme sistemi
intrusion detection system (IDS)
saldırı sınıflandırma
attack classification
saldırı sınıflandırma
attack taxonomy
SALDIRI SONUCU OLAN
VIOLENT
saldırı taarruz
assault
saldırı tespit dizgesi
intrusion detection system (IDS)
saldırı tespiti
intrusion detection
saldırı uçağı
attack aircraft
saldırı uyarısı
attack alarm
saldırı veya tenkide açık olma
vulnerability
saldırı veya tenkide maruz olma
vulnerability
saldırı yapmak
attack
saldırı yeri
attack space
saldırı yolu
attack path
saldırı yolu
attack vector
saldırı yöntemi
attack vector
saldırı yükü
attack load
saldırı yüzeyi
attack surface
saldırı, atak, hücum, hamle
onrush
saldırı, şiddetli hucum, hamle, tecavüz
Assault
saldırılabilir
assailable
saldırılabilir, hücum edilebilir
assailable
saldırılabilirlik
assailability
SALDIRILAMAZ
UNASSAILABLE
SALDIRIP SOYMA
MUGGING
saldırış
put
saldırış
onrush
saldırış
lunge
saldırış
scrimmage , scrummage
saldırıya geçmek
take the offensive
saldırıya karşı koyan
withstander
saldırıyla ilgili
offensive
saldırıyla ilgili
attack relevant
saldırıyla ilgili olay
attack-relevant event