Meaning of
"İBRE"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
İBRE
CURSOR
İBRE
FINGER
İBRE
POINTER
İbre
Pointer
İBRE
INDEX
İBRE
NEEDLE
İBRE
HAND
İbre eğimi (meyli).Mıknatıs ibresinin yatay düzlemle yaptığı açıdır.Serbest olarak asılı bir mıknatıs ibresi ekvatorda yatay şekilde kuzey güney yönünde durduğu halde,kutuplara gidildikçe ibre yere doğru dikilerek yatay durumunu kaybeder.
MAGNETIC DIP
İbre, iğne
Needle
İbreli ağaç keresteleri, (herhangi bir yüzü veya kenarı boylu boyunca şekillendirilmiş) (birleştirilmemiş parke döşemeleri için şerit ve frizler dahil)
Coniferous wood continuously shaped (including strips and friezes for parquet flooring, not assembled)
İbreli/iğne yapraklı ağaç talaş ve yongaları
Coniferous wood in chips or particles
İbreli/iğne yapraklı olmayan ağaç talaş ve yongaları
Non-coniferous wood in chips or particles
İbresiz pusula,ayarı elle yapılır.(Palenoras).
DUMB COMPASS
İBRET
EXAMPLE
ibret
exemplary
ibret
object lesson
ibret
eye opener
İBRET
LESSON
İBRET
WARNING
ibret almak
draw a lesson from
ibret olmak
be a lesson to
ibret olsun diye cezalandırmak
make an example of
ibret vermek için yapılan
exemplary
ibret, göz açan şey, öğrenek
eye-opener
ibret-i alem olsun diye cezalandırmak
punish as a warning or deterrent to others
ibret-i alem olsun diye cezalandırmak
make an example of