Meaning of
"İYİCE"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
İYİCE
PROPER
İYİCE
PROPERLY
İYİCE
THOROUGHLY
İYİCE
FULLY
İYİCE
COMPLETE
İYİCE
COMPLETELY
İYİCE
FAIR
iyice
middling
İYİCE
TOLERABLE
İYİCE
TOLERABLY
İYİCE
QUITE
İYİCE
RATHER GOOD
İYİCE
GOODISH
İYİCE
OVER
İYİCE
WELL
iyice
Well enough
İYİCE
CLEAN
İYİCE
JOLLY WELL
İYİCE
WIDE
İYİCE
WIDELY
iyice
wide
İYİCE AÇILMIŞ
SPREAD
iyice anlama
penetration
iyice batırılmış
well submerged
İyice biliyorum ki
To my certain knowing
İyice bükülmüş (iplik)
Hard-spun
iyice düşmek, üzülmek
bottom out
iyice düşün
pore on
iyice düşündükten sonra
on second thought
iyice düşündükten sonra
on second thoughts
iyice düşünme, enine boyuna düşünme
cogitation
İYİCE DÜŞÜNMEK
PONDER
İYİCE DÜŞÜNMEK
PORE
iyice düşünülmemiş, düzensiz, hazmedilmemiş, kaba
indigested
iyice düşünülmüş
studied
İYİCE DÜŞÜNÜLMÜŞ
ADVISED
İyice düşünüp taşındıktan sonra
After due consideration
iyice gözden geçirme, elden geçirme
going-over
İYİCE İNCELEMEK
GET TO THE BOTTOM OF
İYİCE İNCELEMEK
SCRUTINIZE
İYİCE İNCELEMEK
SEARCH INTO
iyice kısmak, azaltmak
cut to the bone
iyice kurut
dry up
iyice parlat
polish up
iyice parlatmak
polish up
İyice pişmişdolomit; Tam pişmiş dolomit
Double burnt dolomite
iyice yerleştirmek, oturtmak, sokmak, gömmek
embed
iyice yumruklayıp dövmek
do sb over