Meaning of
"YÜZME"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
YÜZME
BATHING
YÜZME
SWIM
YÜZME
SWIMMING
yüzme
swim
Yüzme
Swimming
YÜZME
NATATION
yüzme
natation
YÜZME
NATATORY
YÜZME
FLOTAGE
YÜZME
FLOTATION
yüzme
flotation
Yüzme gözlükleri
Swimming goggles
Yüzme havuzları (sabit)
Swimming pools (non-transportable)
Yüzme havuzları (taşınabilir)
Swimming pools (transportable)
Yüzme havuzları için ekipman
Equipment for swimming pools
yüzme havuzu
swimming bath
yüzme havuzu
swimming pool
YÜZME HAVUZU
NATATORIUM
Yüzme havuzu parkur işaretleyiciler
Swimming pool lane markers
Yüzme hızı
Floating speed
Yüzme için paletler
Flippers for swimming
yüzme kanunu
law of floating
yüzme kesesi
swim bladder
YÜZME KESESİ
AIR-BLADDER
yüzme merkezi
metacenter
Yüzme merkezi.Geminin yüzmekte olduğu yüklü su hattı alanının ağırlık (alan) merkezi.Geminin meyil ve trim yapma merkezi. C.F.
CENTER OF FLOATATION
YÜZMEK
BATHE
YÜZMEK
SHAVE
YÜZMEK
RIDE
YÜZMEK
STRIKE OUT
YÜZMEK
SWIM
yüzmek
swim
yüzmek
buoy
yüzmek, batmamak, su yüzünde durmak, su yüzünde gitmek
Float
yüzmekle ilgili
swim
yüzmekte
Afloat
YÜZMEYE AİT
NATATORIAL
YÜZMEYE GİDEN KİMSE
BATHER
YÜZMEYE YARAYAN
SWIMMING
yüzmeyen veya iyi yüzemeyen hayvan
nonswimmer
yüzmeyen veya iyi yüzemeyen kimse
nonswimmer