Meaning of
"en büyük"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
EN BÜYÜK
MAXIMAL
en büyük
maximum
en büyük
biggest
en büyük
supreme
en büyük
greatest
en büyük (yaşça)
eldest
En büyük boy
King size
en büyük boy
kingsize
en büyük boy
maximum size
en büyük çocuk olma
primogeniture
EN BÜYÜK ÇOCUK OLMA
PRIMOGENITURE
en büyük değer
maximal value
en büyük değer
maximum value
en büyük destek
mainstay
en büyük elongasyon
greatest elongation
en büyük F-oranı
maximum F-ratio
en büyük gelişimin yaşandığı zaman dilimi
max
en büyük gerilim
maximum voltage
en büyük hızda işlemlerin sıraya konma süresi (bilgisayar)
maximum fast spooling time
en büyük icat
the greatest invention
en büyük iyilik
the ultimate good
En büyük kabarma (med).
FULL AND CHANGE
En büyük kısım
The most part
en büyük olabilirlik alıcısı
maximum likelihood receiver
en büyük olabilirlik kestirimi
maximum likelihood estimation
en büyük ortak bölen
greatest common divisor
En büyük ortak çarpan
Highest common factor
en büyük ortak faktör ya da etken,
greatest common factor
en büyük ortak ölçüm
greatest common measure
en büyük ortakbölen
greatest common divisor
en büyük ortakçarpan
greatest common factor
en büyük siyasi iktidara sahip
sovereign
en büyük siyasi iktidara sahip
sovereign
en büyük şehir
the biggest city
en büyük tapınak
pantheon
EN BÜYÜK TAPINAK (ROMA)
PANTHEON
en büyük taşkın
maximum flood
en büyük taşkın akışı
maximum flood discharge
en büyük tecrübe
supreme test
EN BÜYÜK YARDIMCI
HANDMAID
en büyük yardımcı
handmaid
en büyük yük
peak load
en büyük yükseklik
highest elevation
en büyük yüzölçümü
the largest acreage
en büyük, azami
maximum
en büyük, en çok
maximum
En büyük; En çok; En yüksek
Maximum