Meaning of
"tanı"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
TANI
DIAGNOSIS
tanı
diagnosis
tanı
diagnosis (identification)
tanı
recognise
tanı algoritması
diagnostic algorithm
Tanı cihazları
Diagnostic devices
tanı çözümyolu
diagnostic algorithm
tanı etmeni
diagnosis agent
tanı iletisi
diagnostic message
Tanı sistemleri
Diagnostic systems
Tanı ve radyodiagnostik cihazlar ve malzemeler
Diagnostics and radiodiagnostic devices and supplies
tanı verisi
disgnostic data
tanı yapılabilir tasarım
diagnosable design
tanı yapılabilmesi için tasarım
design for diagnosability
Tanı; Teşhiz (tıp)
Prognosis
Tanıbilim (tıp)
Diagnostics
TANIDIK
FRIEND
TANIDIK
FRIEND AT COURT
TANIDIK
ACQUAINTANCE
tanıdık
acquaintance
TANIDIK
FAMILIAR
TANIDIK
CONTACT
tanıdık gelmek
be familiar with someone
tanıdık hale gelmek
become familiar
tanıdık olma
acquaintance
TANIDIK OLMAYAN
UNFAMILIAR
tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak
table-hop
TANIDIK, BİLDİK
Familiar
tanıdık, bildik, aşinalık
acquaintance
Tanığı sorgulamak
To question a witness
tanığın kendini çağıran taraf için sunduğu kanıt
evidence-in-chief
tanığın taraf tutması
bias of witness
tanık
witness
TANIK
EVIDENCE
tanık
deponent
TANIK
ATTESTER
TANIK
WITNESS
Tanık beyanı
Witness statement
Tanık çağırmak
To call the witness, to summon a witness to court
tanık delil kanıt
evidence
tanık kanıt
testify
tanık kürsüsü
witness box
tanık kürsüsü
witness stand
Tanık olarak çağrılmak
To call to witness
tanık olmak
witness
TANIK OLMAK
WITNESS
Tanık seçmek veya reddetmek
To name or reject a witness
tanık yerini terk etmek
stand down
Tanık, şahit
Witness
tanık, şahit
deponent
TANIK, TANIKLIK ETMEK
Witness
Tanıkların dinlenmesi
Hearing of witnesses
TANIKLARIN YEMİNİYLE SUÇUN AKLANMASI
COMPURGATION
tanıkların yeniden dinlenmesi
rehearing
tanıklığa davet etmek
call to witness
tanıklık
witness
TANIKLIK
EVIDENCE
tanıklık
evidence
TANIKLIK
ATTESTATION
TANIKLIK
TESTIMONY
Tanıklık
Testimony, witnessing
TANIKLIK ETME
DEPOSITION
TANIKLIK ETMEK
BEAR WITNESS TO
Tanıklık etmek
To bear witness
TANIKLIK ETMEK
VOUCH
TANIKLIK ETMEK
TESTIFY
tanıklık etmek
testify
Tanıklık yapar mısınız?
Can you testify?
tanıklık yapmak
testify
tanıla
diagnose
tanılama iletisi
diagnostic message
tanılamak
diagnose
tanılamak
diagnose, to
tanılanmış değer
prognosed value
tanılanmış durum değişkeni
identified state variable
tanılayıcı disk
diagnostic disk
tanılayıcı ileti
diagnostic message
tanılayıcı kontrol
diagnostic check
tanılayıcı program
diagnostic program
tanılayıcı program
diagnostic programme
tanılayıcı yordam
diagnostic routine
tanılayıcı yordam, tanılama yordamı
diagnostic procedure
tanılayıcı, tanılama
diagnostic
tanım
declaration
TANIM
DEFINITION
tanım
definition
Tanım
Definition, description
TANIM
DESCRIPTION
tanım
description
TANIM
ILLUSTRATION
tanım hatası
definition error
tanım kartı
deftnition card
tanım kutusu
description box
tanım kümesi
domain
tanım, tarif
definition
tanıma
disown
TANIMA
ACKNOWLEDGEMENT
TANIMA
ACQUAINTANCE
TANIMA
FAMILIARIZATION
TANIMA
RECOGNITION
TANIMA
RECOGNIZANCE
TANIMA
IDENTIFICATION
tanıma
recognition
Tanıma
Recognition, acknowledgement
Tanıma
Identification
TANIMA
SPOTTING
TANIMA (KONSOLOS VB.)
EXEQUATUR
Tanıma belgesi
Exaquatur
Tanıma boyaması aygıtı
Staining device
Tanıma faktörleri
Identification Factors
tanıma isteği
demand for identification
Tanıma reaksiyonları
Identification Reactions
TANIMA UYMAK
ANSWER
tanıma yazılımı
recognition software
tanıma, tanımlama
Recognition
tanıma, teşhis
diagnostics
tanımak
cognize
TANIMAK
KNOW
TANIMAK
BE ACQUAINTED WITH
TANIMAK
BE RECOGNIZANT OF
TANIMAK
LEGITIMATIZE
TANIMAK
LEGITIMIZE
TANIMAK
ACKNOWLEDGE
Tanımak
To recognize, to know, to approve, to acknowledge
tanımak
familiarize
tanımak
place
TANIMAK
GET TO KNOW
TANIMAK
RECOGNIZE
TANIMAK
IDENTIFY
Tanımak
Recognise
tanımak
recognize
TANIMAK
OWN
TANIMAK
AFFILIATE
TANIMAK
SPOT
TANIMAK
KEN
TANIMAK (AYRICALIK)
CHARTER
tanımak, kabul etmek, teslim ve itiraf etmek, itibar etmek
Recognize
TANIMAK,BİLMEK
Acquaint
TANIMAMA
REPUDIATION
TANIMAMA
DISAVOWAL
TANIMAMAK
REPUDIATE
TANIMAMAK
NOT TO KNOW
TANIMAMAK
NOT TO RECOGNIZE
TANIMAMAK
ABNEGATE
TANIMAMAK
DISCLAIM
TANIMAMAK
DISOWN
TANIMAMAK
RENOUNCE
tanımamak, sahip olduğunu reddetmek, kabul etmemek, inkâr etmek
disown
Tanımamaya imkan yok
There is no mistaking
tanımamazlıktan gelmek
totally blank somebody