Meaning of
"çalı"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
çalı
bush
çalı
shrub
ÇALI
TOD
ÇALI
BRIAR
ÇALI
BRIER
çalı
white sage
çalı (ormandaki/korudaki büyük ağaçların altında yetişen)
undergrowth
Çalı budama makasları
Hedge trimmers
Çalı budayıcıları
Hedge clippers
çalı çalılık
bush
ÇALI ÇIRPI
BRUSHWOOD
çalı çırpı, sık çalılık, fundalık
brushwood
ÇALI ÇİT
HEDGEROW
Çalı fasulye
String beans
Çalı fasulyeleri
Runner beans
Çalı fasulyesi
French beans
Çalı fasulyesi
Runner bean
çalı gibi gür saç
shock
çalı gibi kirpikler
bushy eyelashes
çalı gibi olma
bushiness
çalı gibi oluş
bushiness
çalı güvesi
tussock moth
ÇALI KAPLI
BUSHY
çalı kuşu
scrub bird
çalı kuşu
scrub fowl
Çalı süpürgesi
Besom
ÇALI SÜPÜRGESİ
WHISK
çalı tırtılı
tussock caterpillar
çalıbülbülü
yellowthroat
çalıbülbülü
warbler
çalıbülbülü, ötleğen
warbler
ÇALI-ÇIRPI DEMETİ
FAGGOT
ÇALI-ÇIRPI DEMETİ
FAGOT
çalıfasulyesi
string bean
çalıhorozu
capercaillie
çalıhorozu, orman horozu
mountain cock
ÇALIKUŞU
WREN
çalıkuşu
scrubbird
çalıkuşu, çitkuşu
wren
Çalılar
Shrubs
çalılar ve ağaççıklar (ormandaki/korudaki büyük ağaçların altında yetişen)
underbrush
çalıların arasında bulmak
find in the bushes
çalıların arasında kaybolmuş
bushed (australia)
ÇALILI
BUSHY
çalılı yıldızçiçeği
bushy aster
çalılık
bush
ÇALILIK
BUSHES
çalılık
bushy
çalılık
underbrush
çalılık
underwood
ÇALILIK
THICKET
çalılık
thicket
ÇALILIK
HEATH
çalılık
shrubbery
çalılık
boscage
ÇALILIK
COPPICE
çalılık
coppice
çalılık
copse
ÇALILIK
SCRUB
ÇALILIK
SCRUBBY
ÇALILIK
BRAKE
ÇALILIK
BRAKY
ÇALILIK
BRUSHWOOD
ÇALILIK
BRUSH-WOOD
ÇALILIK ARAZİ
BUSH
çalılık familyası
heath family
çalılık mera
brush pasture
çalılık veya bodur ağaçlarla kaplı alan
scrubland
çalılık, ağaçlık
thicket
çalılık, koru
copse
ÇALIM
PASS
ÇALIM
SIDE
çalım
dribble
ÇALIM
STRUT
ÇALIM
STRUTTING
ÇALIM
FEINT
ÇALIM
OSTENTATION
ÇALIM
SWAGGER
ÇALIM
SWANK
ÇALIM
TRICK
ÇALIM
AIR
çalım satmak
put on the dog
çalımla dolaşmak
cakewalk
ÇALIMLA YÜRÜMEK
STRUT
çalımlı
lofty
Çalımlı.Eğik yapılmış direk vb.
RAKISH
çalınan melodi (boru ile
piping
ÇALINAN MELODİ (BORU İLE)
PIPING
ÇALINMAK
BE PLAYED
ÇALINMAK
BE STOLEN
çalınmak
blow
ÇALINMAK
RATTAT
ÇALINMAK
SOUND
çalınmış eşya veya parayı sahibine geri vermek
kick back
çalıntı araba ile gezme
joyride
çalıntı araç kullanma
joyride
Çalıntı çeki tahsil etmek
Encashment of a stolen cheque
çalıntı eseri kendininmiş gibi yayımlama
plagiarising
çalıntı eseri kendininmiş gibi yayımlama
plagiarizing
ÇALINTI EŞYA
STEAL
ÇALINTI MAL
SWAG
ÇALINTI MAL
SPOIL
ÇALINTI MAL SATMAK
FENCE
çalıntı veri
stolen data
çalıntı yap
plagiarize
çalıntı yapan kişi
plagiarist
çalıntı yapma
plagiarization
ÇALINTI YAPMAK
PURLOIN
çalıntı yapmak
purloin
ÇALINTI YAPMAK
PLAGIARIZE
çalıntı yapmak
plagiarize
çalış
rap
çalış çalış nereye kadar
all work and no play makes jack a dull boy
Çalışa çalışa
By dint of working
çalışabilirlik süresi
up time
çalışabilirlik süresi
up-time
çalışamazlık durum
disabled state
çalışamazlık süresi
disabled time
ÇALIŞAN
LABORING
ÇALIŞAN
LABOURING
çalışan
labouring
ÇALIŞAN
WORKING
ÇALIŞAN
ACTIVE
çalışan
employee
Çalışan astar
Working lining
çalışan bayan
working lady
çalışan bayan
working woman
Çalışan bir pervanenin doğurduğu ve gemiiyi boy ekseninde itmeye yarayan güç.
THRUST POWER
Çalışan gemi adamı.
WORKAWAY
Çalışanlar sandığı
Employees pension
Çalışanlara Sağlanan Faydalar
Employee Benefits
çalışanları belirlenen şekilde yöneten kimse
man manager
çalışanların korunması
feather bedding
çalışarak elde et
workout
çalışarak kilo vermek
work some fat off
çalışarak kilo vermek
work some weight off to
ÇALIŞARAK ÖĞRENİLMEYEN
UNLEARNED
Çalışılabilir cevher
Workable ore
Çalışılabilirlik belirteci
Workability index
çalışılamaz
unworkable
çalışılan saatler
hours worked
çalışıp çabalamadan bir eli yağda bir eli balda olsun demek
want (one’s) bread buttered on both sides
ÇALIŞIP DİDİNMEK
SLOG
ÇALIŞIP DURAN KİMSE
GRUB
çalışır
up
ÇALIŞIR DURUM
ORDER
çalışır durumda
in service
Çalışır vaziyette; idman için formunda
In condition
çalışır, işe yarar, uygulanabilir, elle şekillendirilebilir
workable
çalışırken
at work