Translate
"BUSH"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
bush
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada’da) yerleşimin az olduğu bölge
bush
1.çalı, çalılık, 2.(the ile) (özellikle Afrika ve Avustralya’da) vahşi bölge
bush
burç
BUSH
BURÇ (MEKAN.)
Bush
Burç, zarf, metal zıvana
bush
çalı
bush
çalı çalılık
bush
çalılık
BUSH
ÇALILIK ARAZİ
BUSH
ÇALIYA BENZER ŞEY
BUSH
GÜR SAÇ
bush
i., f. cali, calilik, caliya benzer sey calilik arazi; mak. zivana, burc; f. cali ile ortmek, kaplamak, cali ile destek yapmak; calidan yapilmis tarakla taramak. beat about the bush sadede gelmemek.
bush
kaplamak
Bush
Kovan,burç
bush
yerleşimin az olduğu bölge
bush (australia/new zealand)
kaba saba ama iş görür
Bush jacket
Safari ceket
Bush matrix
Bush matrisi
bush-baby
i. Afrika’da bulunan ve maymuna benzer ufak bir hayvan, zool. Galago maholi.
bushcraft
i. ormanda rahat yasayabilme huneri.
bushed
1. yorgun, bitkin, 2. şaşırmış
BUSHED
BİTKİN
bushed
çok yorgun
bushed
s., k.dili yorgun, bitkin; ne yapacagini sasirmis bir halde olan.
BUSHED
YORGUN
bushed (australia)
çalıların arasında kaybolmuş
BUSHEL
BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRMEK (GİYSİ)
bushel
f., A.B.D. bicimini degistirmek, tersyuz etmek, onarmak.
bushel
i. kile; ing. 4/5 kile. hide one’s light under a bushel ornek olmak istememek; yetenegini gizlemek.
bushel
kile
Bushel
Kile(35.239 lt-ABD; 36.379 lt-ING)
bushel
onarmak
BUSHES
ÇALILIK
Bushhammer
Taşcı çekici
bushhammer
taşçı tokmağı
bushido
i. Japonya’nin geleneksel savas kurallari.
bushiness
çalı gibi olma
bushiness
çalı gibi oluş
Bushing
1) Zıvana, kovan, burç (mak);2) Şamot ring (cam)
bushing
burç
Bushing
Burç, bilezik
Bushing
Buşing, muf, kılavuz
bushing
i., elek kovan.
bushing
kovan
Bushing (current) transformer
Halka çekirdekli akı m trafosu
Bushing assembly
Burç düzeneği
Bushing blower
Meme üfleci
Bushing box
Buşing kutusu
Bushing needle
1) Meme iğnesi (cam boru); 2) Kovan küsküsü (corning)
BUSH-LEAGUE
TAŞRA
Bushman
Güney Afrika’da yerli kabilesi üyesi
bushman
i.ormanci: Avustralya’da caliliklarda oturan kimse; b.h. Guney Afrika zenci irkina mensup kimse. Busman; Busmanlarin dili.
bushy
1.(saç, vb.) gür, çalı gibi, 2.çalılık, çalılarla kaplı
BUSHY
ÇALI KAPLI
BUSHY
ÇALILI
bushy
çalılık
BUSHY
FIRÇA GİBİ
BUSHY
GÜR
bushy
s. caliyla kapli; cali gibi, gur. bushiness i. cali gibi olus.
bushy aster
çalılı yıldızçiçeği
bushy eyelashes
çalı gibi kirpikler