Meaning of
"İÇME"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
içme
absorb
İÇME
DRINKING
içme
drinking
İÇME
SWIG
içme
swig
İÇME
POTATION
içme
potation
İçme eşyaları
Drinkware
içme kamışı
drinking straw
içme kupası
drinking cup
İçme sulukları için emzikler
Teats for drinking troughs
içme suyu
drinking water
İçme suyu
Drinking-water
içme suyu
running water
İçme suyu
Potable water
İçme suyu boru hattı
Drinking-water piping
İçme suyu çeşmeleri
Drinking fountains
İçme suyu dağıtım şebekeleri
Water mains
İÇME SUYU İLE GEÇEN
WATERBORNE
İçme suyu tankı
Drinking-water tank
İçme suyu, şişelenmiş (tatlandırılmamış ve aromalandırılmamış) (kaynakta şişelenmiş memba suları dahil)
Drinking waters, bottled (unsweetened and non- flavoured) (incl. natural spring waters bottled on its source)
İçme suyu/Süt içinde uygulama(Vet.)
In drinking water/milk use
içme suyuna fluor katma
fluoridation
İÇMEK
KNOCK BACK
İÇMEK
HAVE A DRINK
içmek
absorb
içmek
imbibe
İÇMEK
PULL
İÇMEK
BELT DOWN
içmek
carouse
İÇMEK
DRINK
İÇMEK
DRINKING
içmek
drink
içmek
quaff
içmek
suck
İÇMEK
SLOSH
İÇMEK
SLOSH DOWN
içmek
inhale
İÇMEK
SWIG
İÇMEK
IMBIBE
İÇMEK
INDULGE
İÇMEK (ÇORBA)
EAT
İÇMEK (SAĞLIĞA VB.)
PROPOSE
İçmekan propagatörleri
Indoor propagators
İçmekan şömineleri
Indoor fireplaces
İÇMELER
SPA
içmerkez
hypocentre
içmerkez, deprem ocağı
hypocentre
İçmeye alışkın değilim
I’m not used to drinking
içmeye hazır olmak (çay/kahve)
brew