Meaning of
"şekil"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
ŞEKİL
FORM
Şekil
Form, shape, figure, manner, way, kind, state, structure
şekil
shadow
şekil
cut
şekil
shape
şekil
image
şekil
phantom
ŞEKİL
FACE
şekil
configuration
şekil
conformation
şekil
delineate
şekil
fashion
şekil
line
şekil
feature
ŞEKİL
MODALITY
şekil
modality
şekil
mode
şekil
model
şekil
effigy
ŞEKİL
MOLD
ŞEKİL
FIGURE
ŞEKİL
CONTOUR
şekil
figuration
şekil
figure
ŞEKİL
MOULD
şekil
diagram
ŞEKİL
IMAGE
şekil
species
ŞEKİL
TURN
şekil
make
ŞEKİL
SEMBLANCE
şekil açıklama yazısı
figure caption
şekil açıklaması
figure caption
şekil algılama
form, sense of
ŞEKİL ALMAK
FORM
ŞEKİL ALMAK
SHAPE
ŞEKİL ALMAK
TAKE FORM
ŞEKİL ALMAK
TAKE SHAPE
şekil altı
figure caption
şekil biçim
shape
ŞEKİL BOZUKLUĞU
DEFORMITY
şekil bozukluğu
malformation
şekil bozukluğu, bozuk şekil
malformation
şekil çizgileri (tarama usulü)
form lines
şekil değişimi
transfiguration
şekil değişmesi, dönüşüm, dönüştürüm
Transformation
şekil değiştir
change shape
şekil değiştir
transitivize
şekil değiştirebilir
transformable
şekil değiştirebilme
deformability
şekil değiştirme
metamorphism
şekil değiştirme
deformation
şekil değiştirme
change of shape
ŞEKİL DEĞİŞTİRME
TRANSFIGURATION
ŞEKİL DEĞİŞTİRME
TRANSFORMATION
şekil değiştirme
transitiveness
şekil değiştirme
transitivity
şekil değiştirme ölçer
strain gage
şekil dengelemesi
figure adjusment
şekil kaydırma makinesi
shape-shifting machine
şekil koruyan deniz/hava haritaları
conformal chart
şekil koruyan harita izdüşümü
conformal map projection
şekil kuvveti
strenght of figure
Şekil noksanlığı
Lack of form
Şekil şartı
Form condition
şekil tanımı
shape definition
şekil ve kullanılış tarzı belirlenmiş ilahi
cantus firmus
şekil ver
gave a body to
şekil ver
give a body to
şekil ver
given a body to
şekil ver
body forth
şekil veren
formative
Şekil verilmiş ağaç
With simulated wood
şekil verme, düzenleme
Formation
ŞEKİL VERMEK
FORM
ŞEKİL VERMEK
SET
ŞEKİL VERMEK
SHAPE
ŞEKİL VERMEK
DRESS
ŞEKİL VERMEK
STYLE
ŞEKİL VERMEK
LICK INTO SHAPE
ŞEKİL VERMEK
GIVE FORM
ŞEKİL VERMEK
GIVE SHAPE
şekil vermek
give form
şekil vermek
give shape
şekil vermek
give shape to
şekil vermek
efform
Şekil vermek
Mold
ŞEKİL VERMEK
MOULD
şekil vermek, uydurmak
Frame
şekil veya biçim verme, şekle sokma
Figuration
Şekil, biçim iyi gibi
The figure seems all right
ŞEKİL, FORM
Shape
şekil, suret, görünüş
Configuration
şekil, suret, tasvir, heykel
Image
ŞEKİL, ŞEKİLLENDİRMEK, FORM
Form
Şekil,biçim değiştirme.
DEFORMATION
Şekil,biçim vermek.Bir kirişi,bir profili,postayı tam istenilen şekle sokmak.
FORMING
ŞEKİLCİ
FORMALIST
ŞEKİLCİLİK
FORMALISM
şekilcilik
formalism
Şekilde
By means
şekilde
In such a manner that
şekilde
In such a way that
şekilde
In the manner (that)
şekilde keskinlik
emphasis
Şekilde noksanlık
Defect in form
şekillendir
embody
ŞEKİLLENDİREN
FORMATIVE
ŞEKİLLENDİRİCİ
MOLDER
şekillendirilmiş hava fotografı
molded aerial photograph
şekillendirilmiş ışın demeti
shaped beam
şekillendirme
forming
şekillendirme
figuration
şekillendirme aleti
shaping tool
şekillendirme devresi
shaping network
şekillendirme makinası
forming machine.
Şekillendirme, tasarım, dizayn
design
ŞEKİLLENDİRMEK
FORM
ŞEKİLLENDİRMEK
FORMALIZE
ŞEKİLLENDİRMEK
SHAPE
ŞEKİLLENDİRMEK
GIVE FORM
ŞEKİLLENDİRMEK
GIVE SHAPE
ŞEKİLLENDİRMEK
FIGURE
ŞEKİLLENDİRMEK
DEVELOP
şekillendirmek
embody
Şekillenme
Configuration
ŞEKİLLENME
EMBODIMENT
ŞEKİLLENMEK
SHAPE
ŞEKİLLENMEK
TAKE FORM
ŞEKİLLENMEK
TAKE SHAPE
Şekillenmiş tablet
Molded Tablet
Şekiller
Shapes
şekiller dizini
table of figures
şekilli
shaped
şekilli
shapely
Şekilli tortillalar
Shaped tortillas
ŞEKİLSEL
MODAL
şekilsiz
formless
şekilsiz
unformed
şekilsiz
shapeless
Şekilsiz
Shapeless, formless
şekilsiz
amorphous
şekilsiz
unshaped , unshapen
ŞEKİLSİZ
MISSHAPEN
şekilsiz
incoherent
şekilsiz resim
anamorphosis
şekilsiz resim yapma
anamorphism
şekilsiz, amorf, özelliksiz, biçimsiz
amorphous
şekilsiz, biçimsiz
formless
şekilsiz, biçimsiz, yaratılmamış
unformed