Translate
"DRESS"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Dress
1) Entari, fistan, elbise 2) Giyim, giysi
dress
1.giydirmek, 2.giyinmek, 3.saç yapmak, 4.yaraya pansuman yapmak, sarmak, 5.(yemeği) hazırlamak, süslemek, 6.giysi, elbise, 7.kılık kıyafet, giyim, 8.elbiselik, 9.(giysi) uygun, düzgün
Dress
1.GİYSİ 2.GİYİNMEK
dress
düzenlemek
Dress
Elbise
DRESS
GECE ELBİSESİ GİYMEK
DRESS
GİYDİRİP KUŞATMAK
dress
giydirmek
DRESS
GİYİM
DRESS
GİYİNMEK
DRESS
GİYMEK
Dress
Giymek; giydirmek
DRESS
GİYSİ
dress
işlemek
DRESS
KILIK
dress
kıyafet
DRESS
PANSUMAN YAPMAK
dress
pansuman yapmak (yaraya)
dress
redingot
DRESS
RESMİ GİYİNMEK
DRESS
SÜSLEMEK
DRESS
ŞEKİL VERMEK
dress
taramak
DRESS
ÜST BAŞ
dress
v.giyin:n.elbise
dress a ship
gemiyi bayraklarla donatmak
dress a wound
pansuman yapmak
dress circle
birinci balkon
dress circle
protokol kısmı, özel koltuklar
DRESS CLOTHES
GECE ELBİSESİ
DRESS CLOTHES
TUVALET
Dress code
Bağlayıcı kıyafet tarzı, kıyafet yönetmeliği
DRESS DESIGNER
MODACI
DRESS DESIGNER
STİLİST
dress down
1. azarlamak, 2. dayak atmak
dress down
azarla
DRESS DOWN
AZARLAMAK
Dress down
Dikkat çekmeyecek basit şeyler giymek
DRESS DOWN
KAŞAĞILAMAK
DRESS DOWN
PAYLAMAK
DRESS DOWN
TIMAR ETMEK
dress fabric
elbiselik kumaş
DRESS PARADE
DEFİLE
dress parade
geçit töreni
dress pattern
elbise kalıbı
DRESS PATTERN
PATRON
dress pattern
patron, elbise kalıbı
Dress sense
Giyim zevki
Dress shield
Subra, koltukluk
dress ship
gemiyi bayraklarla donat
Dress shirt
Frak gömleği
dress sth up
düzeltmek, süslemek
DRESS SUIT
FRAK
Dress suit
Frak
dress uniform
merasim üniforması
dress up
çekici ve farklı kılmak, ilginçleştirmek
dress up
farklı göster
DRESS UP
SÜSLEMEK
Dress up
Şık giyinmek
DRESSAGE
AT TERBİYESİ
dressage
atı terbiye etme
DRESSAGE
HAYVAN TERBİYESİ
DRESSAGE
TERBİYE
dressed
v.giyin:adj.giyinik
Dressed coal
Hazırlanmış kömür
dressed lumber
işlenmiş kereste
Dressed to kill
İlgi çeken giysiler giymiş, giyinip kuşanmış
dressed up fit to kill
iki dirhem bir çekirdek
Dressed up like a dog’s dinner
Rüküş giyinmek
DRESSED UP TO THE NINES
İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK
Dressed up to the nines
İki dirhem bir çekirdek
dresser
(i). giydiren kimse, birinin giyinmesine yardimci olan kimse; iyi giyinen kimse.
dresser
(i). sifoniyer; icine porselen veya gumus takimlar konulan bufe; mutfak dolabi veya rafi.
Dresser
1) Blok, kalıp 2) Keskinleştirici
dresser
1.mutfak rafı, tabaklık, 2.şifoniyer
DRESSER
BÜFE
DRESSER
DEKORATÖR
dresser
giydiren
Dresser
Giyimine özen gösteren kimse
DRESSER
KONSOL
DRESSER
KOSTÜMCÜ
DRESSER
ŞİFONİYER
DRESSER
TUVALET MASASI
Dresses
Elbiseler
Dresses
Kadın elbiseleri
DRESSING
APRE
DRESSING
DOLMA HARCI
DRESSING
GİYDİRME
DRESSING
GİYME
DRESSING
GÜBRE
DRESSING
PANSUMAN
DRESSING
PERVAZ
DRESSING
SALATA SOSU
DRESSING
SARGI
DRESSING
TERBİYE
DRESSING
YAPININ DIŞ KISMI
DRESSING GOWN
SABAHLIK
DRESSING ROOM
GİYİNME ODASI
DRESSING TABLE
TUVALET MASASI
DRESSING-DOWN
AZARLAMA
DRESSING-DOWN
DAYAK
DRESSING-DOWN
DÖVME
DRESSING-DOWN
PAYLAMA
dressing
(i). giydirme, giyme, giyinme; pansuman, sargi; tavuk dolmasi ici; salca, mayonez, terbiye; gubre; down ile, (A.B.D). (k).dili azarlama. dressing case tuvalet cantasi. dressing gown sabahlik. dressing room giyinme odasi, gardirop. dressing table tuvalet m
Dressing
1) Cevher zenginleştirme,2) Boya 3) Dolgu 4) Keskinleştirme
dressing
1.giydirme, 2.giyinme kuşanma, 3.pansuman, sargı, 4.salça, mayonez, sos, vb. yemek malzemesi
dressing
n.giydirme:v.giyin:prep.giyerek
Dressing
Salata sosu
Dressing
Sos, Süsleme, Kaplama
Dressing combs
Saç şekillendirici taraklar
dressing gown
sabahlık
Dressing gown
Sabahlık, robdöşambr, bornoz
dressing gown
sabahlık, ropdöşambr
Dressing gowns
Ropdöşambırlar
Dressing gowns
Sabahlıklar
Dressing packs
Sargı paketleri
dressing plant
hazırlama tesisi
Dressing plant
Kömür hazırlama tesisi
dressing plate
tesviye tablası
dressing room
giyinme odası
dressing room
tuvalet odası, giyinme odası
dressing table
tuvalet masası
Dressing tables
Makyaj masaları
dressing-down
azar, fırça
Dressings
Sargılar
Dressings; clip, suture, ligature supplies
Sargılar, metal kıskaçlar, ameliyat ipleri ve bağlama malzemeleri
dressmaker
kadın terzisi
DRESSMAKER
TERZİ
Dressmakers’ busts for displaying or fitting
Teşhir veya ayarlama için terzi büstleri
DRESSMAKING
TERZİLİK
Dressmaking
Kadın terziliği
dressmaking
terzilik
Dress-stand
Vitrin mankeni
dressy
(s)., (k).dili giyimine cok itina eden, sik; gosterisli giyinen.
DRESSY
GÖSTERİŞLİ
Dressy
Gösterişli, şık, zarif
dressy
şık
dressy
şık, iyi giyimli, gösterişli
DRESSY
ZARİF