Meaning of
"AĞIL"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
ağıl
kraal
AĞIL
LAIR
AĞIL
PEN
AĞIL
SHEEP FOLD
AĞIL
SHEEP PEN
ağıl
sheepcote, sheepfold
ağıl
sheepfold
Ağıl
Stockyard
AĞIL
YARD
AĞIL
COMPOUND
AĞIL
PINFOLD
AĞIL
HOVEL
ağıl
warren
ağıl
corona
ağıl
corral
AĞIL
AUREOLA
AĞIL
AUREOLE
AĞIL
COT
AĞIL
COTE
AĞIL
POUND
AĞIL
FOLD
AĞIL
HALATION
ağıl
halo
ağıl (çevresi çit veya tel örgüyle çevrili, üstü açık)
pen
ağıl sürü
fold
ağıl, kuş yuvası, mandıra
cote
AĞILA KAPAMAK
PEN
AĞILA KAPAMAK
PEN IN
AĞILA KAPAMAK
PEN UP
AĞILA KAPAMAK
POUND UP
AĞILA KAPAMAK
FOLD
Ağıla(n)ma; Zehirle(n)me (tıp)
Poisoning
Ağıla(n)ma; Zehirle(n)me(tıp)
Toxication
Ağılı çözelti; Zehirli çözelti
Toxic solution
Ağılı duman; Zehirli duman
Toxic fumes
Ağılı gaz; Zehirli gaz
Toxic gas
Ağılı protein
Toxalbumin
Ağılı; Zehirli
Venomous
Ağılı; Zehirli
Toxic
Ağılı; Zehirli; Zehirleyici
Poisonous
Ağılık izlemi; Zehirlilik izlemi
Toxicity monitoring
Ağılılık; Zehirlilik (tıp)
Toxicity
ağıllı, haleli
haloed