Meaning of
"DURUŞ"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
duruş
stance
DURUŞ
STAND
DURUŞ
HANG
duruş
set
duruş
setup
duruş
lay
Duruş
Lay-up
DURUŞ
CARRIAGE
duruş
carriage
DURUŞ
POISE
DURUŞ
PORT
DURUŞ
ATTITUDE
duruş
attitude
DURUŞ
POSE
DURUŞ
POSITION
duruş
position
DURUŞ
POSTURE
duruş
presence
duruş
halt
duruş apısı
angle of repose
Duruş süresi
Down time
Duruş yönü (yüzey izleri)
Lay
Duruş, durma
Stand still
Duruş, duruş süresi
Downtime
Duruş, Duruş süresi
Offtime
duruş, poz
pose
Duruşlarda devreye giren rotor yatak yağı pompası
Oil pump for turbo-set bearings at shut down
DURUŞMA
HEARING
duruşma
hearing
DURUŞMA
TRIAL
duruşma
trial
Duruşma
Trial, hearing
duruşma avukatı
trial lawyer
Duruşma günü
Hearing date
duruşma günü
juridical day
Duruşma gününü tayin etmek
To fix the hearing date
duruşma hâkimi
trial judge
Duruşma hazırlığı
Preliminary proceedings
Duruşma yapılmaksızın
Without any court hearing
Duruşma zabtı
Record of the proceedings
Duruşma zaptı
Record of trial
Duruşma, celse, oturum
Hearing
duruşma, dava, müzakere, tutanak, zabıt
proceedings
Duruşma, yargılama öncesi çözüm organı (tahkim)
Pre-court settlement body (arbitration)
Duruşmanın ertelenmesi
To adjourn the hearing, to postpone the hearing
Duruşmanın yeniden görülmesi
To resume the case
Duruşmaya çıkmak
To appear before the court
Duruşmaya gelmeyen tanık
Defaulting witness
duruşmaya kadar tutmak
remand