Meaning of
"ERKEN"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
erken
matutinal
ERKEN
BEFORE TIME
erken
timely
ERKEN
BETIMES
erken
early
ERKEN
SOON
Erken
In good time
erken
premature
erken akşam yemeği, ikindi kahvaltısı
high tea
erken ateşleme
advanced ignition
erken ateşleme
premature ignition
Erken Başlangıç
Early Start (ES)
Erken Başlangıç Tarihi
Early Start Date (ES)
Erken Bitiş
Early Finish (EF)
Erken Bitiş Tarihi
Early Finish Date (EF)
erken boşalmak
come early
erken boşalmak
ejaculate early
erken bunama
dementia praecox
erken dayanım
early strength
ERKEN DOĞMUŞ
ABORTIVE
ERKEN DOĞMUŞ
PREMATURE
erken doğum
premature birth
ERKEN DOĞUM YAPMAK
CAST
ERKEN DOĞURMAK (HAYV.)
SLINK
erken düşük
early abortion
erken emeklilik
early retirement
erken emeklilik yaşı
early pensionable age
ERKEN GELİŞME
FORWARDNESS
ERKEN GELİŞME
PRECOCITY
ERKEN GELİŞMİŞ
FORWARD
ERKEN GELİŞMİŞ
PRECOCIOUS
erken gelişmiş
precocial
erken gelişmiş
precocious
erken gelişmiş, erken büyümüş
precocious
erken gelişmişlik
precociousness
erken gelişmişlik
precocity
erken gelişmişlik, erken büyümüşlük
precociousness
Erken gelme esası, önce gelme esası
first-come basis
erken gelmek
be early
erken gelmek
come early
Erken Hristiyan ve Bizans Sanatı
Early Christian and Byzantine Art
erken kalkan/gelen kimse
early bird
ERKEN KULLANILMA (DİLB.)
PROLEPSIS
erken menopoz
premature menopause
erken müdahele
early entry lethality
ERKEN OLUŞMA
PREMATURITY
erken ödeme indirimi
prepayment discount
erken priz
early stiffening
erken puberte
pubertas praecox
erken puberte
precocious puberty
erken puerperal dönem
lying in period
Erken seçim
Early election
erken simge gönderme
early token release
erken son bulma
early termination
erken tarih atmak
predate
Erken ur belirleme
Early tumor detection
erken uyarı
early warning
Erken uyarı birimi
Early warning unit
Erken uyarı birimi
Early warning unit
erken uyarı radarı
early warning radar
Erken Uygulama Teşvik Edilir
Earlier Application İs Encouraged
Erken veya geç demez
Early and late
erken vuru
premature beat
Erken vuru (yürek)
Extrasystole
erken yaşlanma
abiatrophy
erken zaman
early time
erken, erkenden
in good time
ERKENDEN
BETIMES
ERKENDEN
EARLY
Erkenden
Early in the day
ERKENDEN
SOON