Meaning of
"SINIRLI"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
SINIRLI
RESTRICTED
SINIRLI
MEASURABLE
SINIRLI
STINTED
sınırlı
stinted
SINIRLI
STRAIT
SINIRLI
LIMITED
sınırlı
definite
sınırlı
qualified
Sınırlı
Limited
SINIRLI
SLENDER
sınırlı
local
SINIRLI
FINITE
SINIRLI
CONTRACTED
SINIRLI
DETERMINATE
SINIRLI
SCANT
SINIRLI
SCANTY
SINIRLI
SCARCE
sınırlı
finite
SINIRLI
NARROW
SINIRLI
PAROCHIAL
Sınırlı Ayni Hak
Limited real rights
sınırlı bant genişliğinde çalışma
bandwidth-limited operation
Sınırlı besin etkileri çalışması
Limited Food Effects Study
sınırlı büyüme
bounded growth
sınırlı değişken
bounded variable
Sınırlı Denetim
Limited Audit
sınırlı dizi
bounded sequence
sınırlı dizi
closed set
Sınırlı Emir
Limit Order
sınırlı erişim
restricted access
sınırlı erişime sahip alan
enclosed spaces
Sınırlı Fonksiyonlu Toptancı
Limited Function Wholesaler
sınırlı girdi
limited input
sınırlı girdi
bounded input
sınırlı girdi çıktı
limited input output
sınırlı girdili sınırlı çıktılı sistem
bounded input bounded output system
sınırlı giriş
bounded input
sınırlı grev
pin strike
Sınırlı hükümet
Limited government
Sınırlı İncelem
Limited Investigation
sınırlı ingilizce konuşuru
les
sınırlı ingilizce konuşuru
limited english speaker
sınırlı kaynak bağlantısı
limited resource link
Sınırlı kişiler
Interdicted persons
Sınırlı liman.Örneğin Bergen,Hong Kong,Rio de Janeiro vb.Bu limanlardan yapılan yüklemeler mevsimlere bağlıdır.
BOUNDARY PORT
sınırlı miktar
limited amount
sınırlı mülkiyet
restricted ownership
sınırlı olarak
finitely
Sınırlı olmak
To be limited to
Sınırlı park etme süresi
limit parking duration
sınırlı sekme
tab delimited
Sınırlı seyir alanı.
FOUL WATER
sınırlı sorumlu ortak
limited partner
Sınırlı sorumlu şirketler
Limited liability companies
Sınırlı sorumluluk
Limited liability
Sınırlı süreli sözleşme
Contract of limited duration
Sınırlı Süreli Teminat Akredifi
Standby Letters Of Credit
sınırlı şerit
limited tape
sınırlı tut adj.engellenmiş
Cramped
Sınırlı uygulama
Restrictive practise
Sınırlı ve ücretli park etme
limited charged parking
Sınırlı Yarışmalı Engelleme
Uncompetitive Inhibition
sınırlı, mahdut
limited
Sınırlı/Göz ardı Edilebilir Faaliyetler
Incidental Operations
Sınırlı/Kısıtlı gece otoparkı
restrict overnight parking