Meaning of
"STATİK"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
STATİK
STATIC
STATİK
STATICS
statik
static
statik
static , statical
statik
statics
statik akım, sürekli akım
static current
Statik balans, statik denge
Static balance
Statik balanslamak
Balance statically, to-
Statik basınç
Static head
Statik basınç
Static pressure
statik basınç, duruk basınç
static pressure
statik bellek
static memory
statik bellek, duruk bellek
static storage
statik değişken
static variable
statik denge
static balance
statik denge
static equilibrium
statik dilbilim
static linguistics
Statik dönüştürücüler
Static converters
statik ekonomi
static economics
statik elektriğe ait
electrostatic
STATİK ELEKTRİK
STATIC
statik elektrik
static electricity
Statik elektrik giderme
Destaticization
Statik elektrik önler(özdek)
Antistatic agent
statik elektrik önleyici
antistatic agent
Statik elektrik önleyici kaplama
Antistatic coatings
statik enerji
static energy
statik gravite ölçer
static gravity meter
statik hata
station error
statik hata, duruk hata
static error
Statik ikaz sistemi, statik uyarma sistemi
Static excitation system
Statik ikaz ünitesi
Solid-state excitation unit
Statik inverter
Static inverter
Statik invertör
Solid-state inverter
statik işaretleme
static markings
statik kaldırma kuvveti
static lift
Statik kompansatör
Droop compensator
Statik konvertör
Solid-state converter
Statik konvertörler (çok kristalli yarı iletkenler, özellikle kaynak için tasarlanmış konvertörler, kaynak aletleri olmayanlar, akümülatör şarj ediciler, redresörler, invertörler hariç)
Static converters (excluding polycrystalline semiconductors, converters specially designed for welding, without welding equipment, accumulator chargers, rectifiers, inverters)
Statik konvertörlerin parçaları, bys. (telekomünikasyon cihazları, otomatik veri işleme makineleri ve bunların birimleriyle birlikte kullanılan elektronik tertibatlar hariç)
Parts of static converters, n.e.c. (excl. electronic assemblies of a kind used with telecommunication apparatus, automatic data-processing machines and units thereof)
statik olarak
statically
statik ram
static ram
Statik rasgele erişimli bellek (SRAM)
Static random access memory (SRAM)
statik röle
static relay
statik sürtünme
static friction
statik yük
static charge
statik yük
static load
statik yük taşıyıcı yüzey
static load-bearing surface
statik yük, ölü yük
static load
statik, dengeli, denk, durgun, değişmez
statical
statik, durukbilim
statics
statikleştirmek, duruklaştırmak
staticize