Meaning of
"UYDU"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
UYDU
MINION
UYDU
SATELLITE
uydu
satellite
uydu
moon
UYDU
SECONDARY PLANET
Uydu alıcıları
Satellite receivers
uydu alıcısı
satellite receiver
uydu alıcı-vericisi
transponder
Uydu antenleri
Satellite antennas
uydu antenli televizyon sistemi
satellite antenna television system (SATV)
uydu bağlağı (rölesi)
satellite relay
uydu bağlantı kurulumu
satellite link configuration
Uydu bağlantılı iletişim donanımı
Satellite-related communications equipment
uydu bant genişliği
satellite bandwidth
uydu bilet yazıcısının konumlandığı yer
satellite printer location
uydu bilgisayar
satellite computer
uydu bilgisayar sistemi
master slave system
uydu çanak anteni
satellite dish
Uydu çanakları
Satellite dishes
Uydu dişli
Planetary gear
uydu erişim protokolü
satellite access protocol
uydu geçişi
satellite pass
Uydu görüntüsü
Satellite image
uydu gözlemi
satellite surveying
uydu haber toplama
satellite news gathering
Uydu haberleşmesi
Satellite communications
Uydu ile haberleşme
Satcom- Satellite communication
uydu iletişim bağlantı analizi
satellite communication link analysis
uydu iletişim dizgesi
satellite communication system
Uydu iletişim donanımı
Satellite communications equipment
uydu iletişim sistemi
satellite communication system
uydu iletişimi
satellite communication
uydu iletişimi
satellite communications
uydu istasyonu
satellite station
uydu işaretinde zayıflamanın oluştuğu yörünge
retrograde orbit
uydu izi
satellite trail
uydu jeodezisi
satellite geodesy
uydu jeofizik programaları (d.m.a)
satellite georaphysics programs
uydu kişisel haberleşme hizmetleri
satellite personal communication services (SPCS)
uydu merkez istasyonu
hub station
uydu nirengi istasyonları
satellite triangulation stations
uydu nirengisi
satellite triangulation
Uydu otopark, sapa/uzak otopark
remote parking (also called satellite parking)
Uydu platformları
Satellite platforms
uydu rölesi
satellite relay
uydu santral
satellite exchange
uydu seyrüsefer ve küresel pozisyonlama sistemi
satellite navigation and global positioning system
uydu şebeke işletmecisi
satellite network operator
uydu şube
satellite office
uydu tabanlı
satellite-based
uydu tabanlı iletişim
satellite-based communication
uydu tabanlı iyileştirme sistemi
satellite based augmentation system
uydu telekonferansı
satellite teleconferencing
uydu televizyon yayıncılığı
direct broadcas satellite television
uydu televizyonu
satellite television
Uydu TV alıcıları/dekoderleri (renkli televizyon alıcıları) (ekranlı olanlar, video tunerler, görüntü (video) monitörleri, entegre televizyon projeksiyon makineleri hariç)
Satellite TV Receiver/Decoder (colour television receivers) (excluding with a screen, video tuners, video monitors, television projection equipment, with integral tube)
uydu uçbirimi
satellite terminal
uydu veri birimi
satellite data unit
uydu veri iletim tekniği
satellite data transmission technique
uydu vericisi
satellite transmitter
uydu yayın hizmetleri
broadcast satellite services
uydu yayını
satellite broadcast
Uydu yayınları
Satellite broadcasting
uydu yer bağı
downlink
Uydu yer istasyonları
Satellite earth stations
uydu yer istasyonu
satellite earth station
uydu yer istasyonu
satellite earth station (SES)
uydu yöngüdüm sistemi
satellite navigation system
uydu yörüngesinin dünyaya olan en uzak mesafesi
peregee
uydu yörüngesinin dünyaya olan en uzak mesafesi
apogee
uydu yörüngesinin yere en yakın olduğu yükseklik
altitude of the perigee
uydudan çağrı hizmeti
satellite paging
Uydudan dünyaya sinyal nakli
Downlink
uydudan merkeze güncelleme
uploading
uydudan uyduya bağlantı
satellite-to-satellite link
uydukent
satellite town
Uydular
Satellites
Uydunun etrafında döndüğüne en fazlaa yaklaştığı yada uzaklaştığı yörünge noktası.
APSE
Uydunun etrafında döndüğüne en fazlaa yaklaştığı yada uzaklaştığı yörünge noktası.
APSIS
uydunun periyodu
period of satellite
uydur
fabricate
uydur
cook up
UYDURMA
INVENTION
UYDURMA
COLORABLE
uydurma
canard
UYDURMA
UNTRUE
UYDURMA
UNTRUTH
UYDURMA
UNTRUTHFUL
UYDURMA
MENDACIOUS
UYDURMA
CARDBOARD BOX
uydurma
apocrypha
UYDURMA
APOCRYPHAL
UYDURMA
FABLED
UYDURMA
FABRICATION
UYDURMA
FABULOUS
uydurma
factitious
UYDURMA
CONCOCTION
UYDURMA
QUACK
UYDURMA
FAKE
UYDURMA
FALSE
UYDURMA
FALSIFICATION
UYDURMA
ADJUSTMENT
UYDURMA
ARRANGING
UYDURMA
TOSH
UYDURMA
FIB
UYDURMA
FICTION
UYDURMA
FICTITIOUS
UYDURMA
FICTIVE
UYDURMA
FIGMENT
UYDURMA
FITTING
uydurma
fib
uydurma
fictitious
uydurma
fictive
uydurma
figment
UYDURMA
GOLD BRICK
UYDURMA
OUT OF WHOLE CLOTH
uydurma
invention
UYDURMA
FLAM
UYDURMA
IMPROVISATION
UYDURMA
IMPROVISED
UYDURMA
TUNING
uydurma
madeup
UYDURMA
MADE-UP
UYDURMA
MAKING UP
UYDURMA (SÖZCÜK YA DA DEYİM)
COINAGE
Uydurma / yasal yetkisi olmayan mahkeme
Kangaroo court
uydurma diyaframı
matching diaphragm
UYDURMA HABER
CANARD
uydurma haber, asılsız haber
canard
UYDURMA HİKÂYE
MAKE-UP
Uydurma İncelemesi
Regression Analysis
uydurma iş
patchwork
uydurma kelime
artificial word
uydurma kişi ve yerlerin kullanıldığı roman
roman a clef
uydurma laf, martaval
cock and bull story
uydurma masal
cock and bull story
uydurma sözcük
neologism
uydurma sözcük ya da deyim
coinage
uydurma, inanılması zor
farfetched
uydurma, makyajlı
made up
uydurma, yalan
made-up
uydurma/uyduruk
fictitious
UYDURMAK
MANUFACTURE
UYDURMAK
FORGE
uydurmak
dispose
UYDURMAK
FRAME
UYDURMAK
INVENT
uydurmak
match
uydurmak
measure
uydurmak
shift