Meaning of
"Yetki"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
YETKİ
COMMAND
yetki
dominium
yetki
right
YETKİ
COMPETENCE
YETKİ
COMPETENCY
yetki
benefit
YETKİ
FACULTY
YETKİ
VIS
YETKİ
FIAT
YETKİ
SWORD
YETKİ
WARRANT
YETKİ
WARRANTY
yetki
attribute
YETKİ
AUTHORITY
YETKİ
AUTHORIZATION
yetki
authority
yetki
potency
yetki
authorization
YETKİ
POWER
Yetki
Power, authority, competence, jurisdiction, clearance, authorization
yetki
pale
yetki
clearance
yetki
jurisdiction
yetki
prerogative
yetki
hand
yetki aktar
delegate
yetki aktarmak
delegate
yetki aktarmak
delegate, to
yetki alanı
scope of authority
YETKİ ALANI
BAILIWICK
yetki anlaşması
licensing agreement
yetki belgesi
licensee
yetki belgesi
certificate of authority
YETKİ BELGESİ
WARRANT
YETKİ BELGESİ
AUTHORITY
Yetki belgesi
Authorization certificate, certificate of authority
Yetki belgesi ihdas edilmesi
To issue licence
YETKİ BÖLGESİ
BAILIWICK
Yetki çerçevesinde
Intra vires
Yetki Devretme
Devolve
Yetki devri
Delegation of authority, devolution of power
yetki dışında
ultravires
yetki düzeyi
authorization level
yetki hatası
authorization error
Yetki ikamesi ilkesi, tamamlama ilkesi
Subsidiarity principle
Yetki ikamesi, yetki devri
Subsidiarity
Yetki itirazı
Objection to the jurisdiction of the court
yetki kanıtı
proof of authority
Yetki kanunu
Empowering act
yetki kullanmak
exercise power
yetki listesi
authorization list
yetki örüntüsü
authorization pattern
yetki sahibi olmak
carry authority
Yetki sınavı
Authorization exam
Yetki sınırlarının tespiti
To set the limits of authority
Yetki tecavüzü
Ultra vires
Yetki ve sorumlulukların paylaşımı
Sharing of powers and responsibilities
yetki ver
accredit
yetki ver
authorise
yetki ver
authorize
yetki ver
empower
Yetki verilmesi
Conferring of power
yetki verme
devolution
yetki verme
entitlement
yetki verme, başkasını yetkilendirme
devolution
Yetki verme, yetkilendirme
Delegation of authority
YETKİ VERMEK
INTITLE
YETKİ VERMEK
INVEST
YETKİ VERMEK
CAPACITATE
YETKİ VERMEK
ACCREDIT
Yetki vermek
To confer power
Yetki vermek
To give authority, to delegate authority, to authorize
YETKİ VERMEK
LICENCE
YETKİ VERMEK
LICENSE
YETKİ VERMEK
QUALIFY
YETKİ VERMEK
VEST
YETKİ VERMEK
VEST WITH
YETKİ VERMEK
CHAIR
yetki vermek
intitle
YETKİ VERMEK
WARRANT
yetki vermek
invest
YETKİ VERMEK
AUTHORISE
YETKİ VERMEK
AUTHORIZE
yetki vermek
authorise
yetki vermek
authorize
YETKİ VERMEK
EMPOWER
YETKİ VERMEK
ENABLE
yetki vermek
avouch
YETKİ VERMEK
CREATE
YETKİ VERMEK
ENTITLE
yetki vermek, izin vermek, güçlendirmek
empower
yetki vermek, nesne sahibi adına çalışan kişi
delegate
yetki, ruhsat, tevkif müzekkeresi, garanti, temin etmek, -e izin vermek, -e kefil olmak
Warrant
yetkilendirilmiş anlama
delegated understanding
Yetkilendirilmiş kredi
Authorised credit
yetkilendirilmiş sıklık
authorized frequency
YETKİLENDİRME
DELEGATION
yetkilendirme
delegating
yetkilendirme
authorisation
yetkilendirme
authorization
Yetkilendirme
empowerment
yetkilendirme bilişim
delegating computation
yetkilendirme,yetki
authorization
YETKİLENDİRMEK
COMMISSION
YETKİLENDİRMEK
CAPACITATE
yetkilendirmek
capacitate
yetkilendirmek
authorize
yetkilendirmek
authorize (v)
Yetkiler vermek
to confer powers
Yetkileri dâhilinde
Within the limits of its power
Yetkileri kapsamında
In the scope of its powers
Yetkilerin alınması
Annulment of powers
Yetkilerin kaldırılması
Revocation of powers
Yetkilerin kötüye kullanılması, yetki saptırılması
Misuse of powers
Yetkilerin kullanılması
To exercise the powers
Yetkilerin sınırı
Extent of the powers
Yetkilerin sınırlandırılması
Delimitation of competences
YETKİLİ
EX CATHEDRA
YETKİLİ
EXECUTIVE
YETKİLİ
COMMISSIONED
YETKİLİ
COMPETENT
Yetkili
Competent, entitled, authorised
YETKİLİ
QUALIFIED
YETKİLİ
AUTHORITATIVE
YETKİLİ
AUTHORIZED
yetkili
authoritative
yetkili
authorities
yetkili
authority
yetkili
potent
yetkili
authorized
Yetkili
Empowered
YETKİLİ
POWERFUL
YETKİLİ
ENTITLED TO
yetkili
entitled
yetkili (yetkin) düzenleyici
powerful regulator
Yetkili alıcı
Authorised consignee
Yetkili banka
Authorised bank
yetkili banka
authorized bank
yetkili denetim mesajı
entitlement control message (ECM)
Yetkili elçi
Ambassador plenipotentiary
yetkili etmen
authorized agent
yetkili İHA sürücüsü
licensed drone pilot
yetkili imza
authorized signature
yetkili işaretleyici
authorized marker
YETKİLİ KİMSE
COMMISSIONER
yetkili kitaplık
authorized library
yetkili kullanıcı
licensed user (software)
yetkili kullanıcı
authorized user
Yetkili mahkemeye müracaat etmek
To file a request with a court of proper jurisdiction
YETKİLİ MAKAM
ORDINARY