Meaning of
"alış"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
alış
buy
ALIŞ
BUYING
Alış
Bid
alış
get used
alış
intake
alış
got used to
alış
gotten used to
ALIŞ
RECEIVING
alış
receive, reception
ALIŞ
RECEPTION
alış
take
ALIŞ
TAKING
alış
taking
alış ayağı
receive leg
alış bedeli
bid price
alış duyarlılığı
receive sensitivity
alış faturası
purchase invoice
alış fiyatı
purchase price
alış gücü
receive power
alış hassasiyeti
receive sensitivity
alış kuru
buying rate
Alış kuru
Bid rate, buying rate
Alış Maliyeti
Cost Of Purchase
alış noktası, yutak
sink
alış paraziti
interference reception
alış sıklığı
receiving frequency
alış testi
receive test
alış uçbirimi
receiver terminal
ALIŞ VERİŞ ETMEK
DEAL
alış veriş robotu
shopping robot
alış veriş sepeti
shopping cart
ALIŞ VERİŞ YAPMAK
TRUCK
alış verişe çık
go shopping
alış verişe çık
gone shopping
alış verişe çık
went shopping
alış yastıkbelleği
receive buffer
alış yükselteci
receiving amplifier
alışık
used
alışık
used to
ALIŞIK
ACCUSTOMED
alışık
addict
ALIŞIK
FAMILIAR
alışık
practice
alışık ol
get accustomed
alışık ol
got accustomed
alışık olmak
be used to
Alışık olunmayan
Not customary
ALIŞILAGELMİŞ
CUSTOMARY
ALIŞILAGELMİŞ
COMMON
alışılagelmiş
usual
ALIŞILAGELMİŞ
ROUTINE
alışılagelmiş
routine
ALIŞILAGELMİŞ
ORDINARY
ALIŞILAGELMİŞ
CONSUETUDINARY
alışılagelmiş
conventional
ALIŞILAGELMİŞ
HABITUAL
alışılagelmiş bilişim
conventional computing
alışılagelmiş etmen
conventional agent
alışılagelmiş girdi
conventional input
alışılagelmiş hesaplama
classical computing
alışılagelmiş yazılım etmeni
conventional software agent
Alışılagelmişin dışındaki uygulama yolları
Route of Administration not Applicable
alışılandan çok daha bol
bumper
ALIŞILDIĞI GİBİ
CUSTOMARILY
alışıldığı gibi
as usual
alışıldığı gibi, teamüle göre
customarily
ALIŞILMADIK
UNUSUAL
ALIŞILMADIK
OFF THE BEATEN TRACK
ALIŞILMADIK
ECCENTRIC
ALIŞILMADIK
UNCONVENTIONAL
ALIŞILMAMIŞ
UNFAMILIAR
alışılmamış
unfamiliar
alışılmamış
peculiar
ALIŞILMAMIŞ
UNWONTED
ALIŞILMAMIŞ
ATYPICAL
alışılmamış
paranormal
alışılmamış
unaccustomed
ALIŞILMAMIŞ
UNCOMMON
alışılmamış
unconventional
alışılmamış bilişim
unconventional computing
alışılmamış girdi
unconventional input
ALIŞILMAMIŞ OLMA
UNCOMMONNESS
alışılmamış şey
exotica
alışılmamış, nadir, olağandışı
Unusual
Alışılmamış; Olağandışı
Unusual
alışılmamışlık
peculiarity
ALIŞILMIŞ
SET
ALIŞILMIŞ
WONTED
Alışılmış
Customary
alışılmış
every
alışılmış
common
ALIŞILMIŞ
USUAL
ALIŞILMIŞ
ACCUSTOMED
alışılmış
routine
ALIŞILMIŞ
FAMILIAR
alışılmış
ordinary
ALIŞILMIŞ
CONSUETUDINARY
ALIŞILMIŞ
HABITUAL
alışılmış
habitual
ALIŞILMIŞ HAREKET
ROTE
alışılmış suçlu
habitual criminal
ALIŞILMIŞ ŞEY
THE USUAL THING
alışılmış şey
the usual thing
ALIŞILMIŞ ŞEY
RUT
ALIŞILMIŞ ŞEY
ORDINARY
alışılmış şey
ordinary
alışılmış şey
booming
alışılmış, âdet olan, mutat
Customary
Alışılmış,mutad çabuklukla
DESPATCH,WITH CUSTOMARY
Alışılmış; Olağan
Usual
alışılmışdan daha geç
later than usual
alışılmışın dışında
peculiarly
alışılmışın dışında, geleneksel olmayan
unorthodox
alışkanlığında olmak
be in the habit of
ALIŞKANLIK
WONT
ALIŞKANLIK
CUSTOM
ALIŞKANLIK
USE
alışkanlık
rote
ALIŞKANLIK
ROUTINE
alışkanlık
addiction
alışkanlık
familiarity
ALIŞKANLIK
CONSUETUDE
ALIŞKANLIK
PRACTICE
alışkanlık
practice
alışkanlık
groove
ALIŞKANLIK
PRAXIS
ALIŞKANLIK
HABIT
ALIŞKANLIK
HABITUDE
alışkanlık
habit
alışkanlık
habit; habitus; habitude
alışkanlık
habituate
alışkanlık
habituation
alışkanlık
habitude
alışkanlık haline gelmek
become a pattern
alışkanlık haline getirmek
routinize
ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMEK
PRACTICE
ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMEK
PRACTISE
ALIŞKANLIK OLARAK
ROUTINELY
alışkanlık oluşturan, bağımlılık yaratan, tiryaki eden
addictive
ALIŞKANLIK YAPAN
ADDICTIVE
alışkanlık yapan
addictive
alışkanlık yapmak
become an addiction
alışkanlık, tutkunluk, bağımlılık, tiryakilik
addiction
Alışkanlıkla
From force of habit
Alışkanlıkla
Out of habit
alışkanlıklarını değiştirmez, sürekli, müzmin
confirmed
alışkı
rut
alışkı
habit
Alışkı düzlemi (örütbilim)
Habit plane
alışkın
accustom