Meaning of
"de"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
Demir amonyum sülfat
(FeAl2O4)Iron ammonium sulphate
Demir curufu
(FeCr2O4) Iron cinder
Demirleneceği zaman demirin loçadan çıkarılıp deniz seviyesine kadar salya edilmesi
A COCKBILL
demlemelik az miktarda çay
a drawing of tea
devede kulak
a drop in the bucket
Devede kulak
A drop in the ocean
den birkaçı
a few of
DERYA
A LARGE BODY OF WATER
değiştirmek
affect
derinden etkileyici, dokunaklı
affecting
Denge kaybı
Affects the balance
demek
affirm
DERTLİ
AFFLICTED
DERT
AFFLICTION
deniz yoluyla mal taşımasında taraf
affreighter
DENİZDE
AFLOAT
den korkmuş
afraid of
den sonra
after
değişiklik sonrası kopya
after image
değişiklik sonrası kopya
after-image
DEFALARCA
AGAIN AND AGAIN
Deniz yosunu jelatini
Agar-agar
DEVİR
AGE
değişim öznesi
agent of change
DERTLİ
AGGRIEVED
dehşet içinde
aghast
değişime karşı çıkan
aginner
DESTEK
AID
değil
ain’t
delikli tuğla
air brick
delici havalı çekiç
air drilling hammer
denizdeki kimseyi havadan kurtarma
air sea rescue
DEHŞET
ALARM
de olsa, ragmen, gerçi, her ne kadar, ise de, fakat, yine
Albeit
devam eden
alday
deniz yosunu
alga
deniz yosunları
algae
Deniz yosunu.
ALGAE
deniz yosununa ait
algal
DEVREDİLEBİLİR
ALIENABLE
DEVRETMEK
ALIENATE
DENGESİZLİK
ALIENATION
DEVİR
ALIENATION
DEVRETME
ALIENATION
devredilebilir
alienable
Deniz poliçelerinde bu deyim,belirtilmiş muhataralara benzeyen bütün muhataraları ifade eder.
ALL OTHER PERILS
DEĞERİ AZALTAN ŞEY
ALLOY
DEĞERİNİ DÜŞÜRMEK
ALLOY
denizcilikte iskele veya başka bir teknenin yanında
alongside
demir uçlu dağcı bastonu
alpenstock
DEMİR UÇLU DAĞCI SOPASI
ALPENSTOCK
DE
ALSO
DEĞİŞİKLİK YAPMAK
ALTER
DEĞİŞMEK
ALTER
değiştir
alter
değiştirmek
alter
değiştirmek
alter (v)
değiştirilebilirlik
alterability
DEĞİŞEBİLİR
ALTERABLE
DEĞİŞİR
ALTERABLE
değiştirilebilir
alterable
değişebilir bellek
alterable memory
DEĞİŞİKLİK
ALTERATION
DEĞİŞİM
ALTERATION
DEĞİŞME
ALTERATION
DEĞİŞTİRME
ALTERATION
DEĞİŞTİREN İLAÇ
ALTERATIVE
DEĞİŞTİRİCİ
ALTERATIVE
değişiklik
alteration
değiştirme
alteration
Değiştirme
Alteration, amendment
Değişiklik
Alteration, amendment, change
değiştirici
alterative
değiştirici, değiştiren
alterative
DEĞİŞMİŞ
ALTERED
DEĞİŞTİRİLMİŞ
ALTERED
degişim, degişme
Altering
DEĞİŞİMLİ OLARAK YAPMAK
ALTERNATE
DEĞİŞMEK
ALTERNATE
DEĞİŞTİRMEK
ALTERNATE
değişim sağlayıcısı
alternate provider
DEĞİŞİMLİ OLARAK
ALTERNATELY
Değişen ve çakar fener.
ALTERNATING AND FLASHING LIGHT
DEĞİŞİMLİ OLMA
ALTERNATION
DEĞİŞİK
ALTERNATIVE
değişen
alternating
değişebilen bit protokolü
alternating bit protocol (ABP)
değişken kademeli odaklama
alternating gradient focusing
Değişken voltaj düzenleyici
Alternating voltage relays
değişim
alternation
deniz seviyesinden yükseklik
altitude above sea level
DEFALARCA
ALWAYS
den gayri, hariç
Always excepting
deliotu
alyssum
değişiklik yapmak, iyileştirmek, ıslah etmek
amend
DEĞİŞMEK
AMEND
değiştir
amend
DEĞİŞTİRMEK (KANUN VB)
AMEND
degiştirmek kanun maddesi
Amended
değiş(tir)me, değişiklik
amendment
değişiklik
amendment
Değiştirme, tadil
Amendment
değişiklik önergesi
amendment motion
Deniz poliçelerine konulan bu koşul ile,aynı değer aynı rizikolara karşı iki defa sigorta edilmişse değer sahibi ikinci sigortacıdan,hasarı karşılamak için,birinci sigorta yeterli olmadığı zaman tazminat almaya hak sahibi olur.
AMERICAN CLAUSE
Deniz muharebesi için mühimmat
Ammunition for naval warfare
DEĞER
AMOUNT
Değişiklik Maliyeti
Amount at Stake
değil anlamı veren ön ek
an-
değil (aren’t)
an’t
değil (ain’t)
an’t (dialect)
Değişim İncelemesi
Analysis Of Variance
değişinti çözümlemesi
analysis of variance
değişki çözümlemesi
analysis of variance
DEMİR
ANCHOR
DEMİR ATMAK
ANCHOR
DEMİRLEMEK
ANCHOR
Deniz sigorta poliçelerine konulan bu koşul ile sigortacılar gemi yüzer haalde iken hava nedeni ile kopan ve giden demir ve zincirin bulunması için gerekli olan masraflardan sorumlu olmayacakları ifade edilir.
ANCHOR AND CHAIN CLAUSE
Demir apiko
ANCHOR APEAK
Demir salpa
ANCHOR ATRIP
Demirin gagası
ANCHOR BILL
Demir zinciri bosası
ANCHOR BOW STOPPER
Demir memesi
ANCHOR CROWN
Demirin yeterli kalomaya sahip olamaması veya deniz dibinin özelliği nedeniyle dipte taraması
ANCHOR DREDGING
Demir tırnağı
ANCHOR FLUKE
Demir,zincir,ırgat,loça,zincirlik vb. toplamı.
ANCHOR GEAR
Demir tutuyor,taramıyor
ANCHOR HOLD
demir yastığı
anchor lining
Demir salpa,dipten koptu
ANCHOR OFF GROUND
Demir tırnağı
ANCHOR PALM
Demir gagası.
ANCHOR PEA OR BILL
Demir tırnak ucu.
ANCHOR PEAK
demir atma noktası
anchor point
Demir anelesi
ANCHOR RING
Demir bedeni
ANCHOR SHANK
Demirin kalkması,dipten kesilmesi.
ANCHOR WEIGH
Demir atmak,demirlemek,fundo etmek.
ANCHOR,CAST
Demirlemek,demir yerine gelmek.
ANCHOR,TO COME TO
Demirin taraması
ANCHOR,TO DRAG THE
Demiri fundo etmek,demirlemek.
ANCHOR,TO LET THE
Demirde yatmak
ANCHOR,TO LIE AT
Demiri bosalamak
ANCHOR,TO STOW
Demir salpa,demir koptu
ANCHOR’S AWEIGH
Demirin vira edilirken görünmesi
ANCHOR’S IN SIGHT
DEMİRLEME
ANCHORAGE
demirleme yeri
anchorage
DESTEK
ANCHORAGE
demir atma deniz haritası
anchorage chart
Demirde,demirli.
ANCHORED
DEMİRLİ
ANCHORED
de
and