Meaning of
"eşit"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
EŞİT
COEQUAL
EŞİT
EVEN
eşit
commeasurable
EŞİT
COMMENSURATE
EŞİT
ON A PAR WITH
eşit
On an equality with
eşit
like
eşit
same
EŞİT
COORDINATE
eşit
coordinate, co-ordinate
eşit
isnt
eşit
iso
EŞİT
TANTAMOUNT
eşit
equal
EŞİT
EQUIVALENT
eşit
equivalent
eşit (dengeli) brüt hane halkı geliri
equivalised gross household income
eşit (dengeli) kipte dağıtım, denge dağılımı
equilibrium mode distribution (EMD)
eşit adımlarla, aynı hızla
paripassu
EŞİT AĞIRLIKLI
EQUIPONDERANT
eşit alan harita izdüşümü
equal area map projection
Eşit aralık
Equal interval
Eşit aralıklarla atılmış şamandıra hattı.
TROT
Eşit aralıklarla verilmiş ordinatlar için alan hesabında kullanılır.
SIMPSON’S SECOND RULE
eşit aralıklı dalgalar
wave train
Eşit artış
Equal increment
eşit atalet momentlerine sahip olan iki veya daha fazla cisim
equimomental
eşit bağlaşım uzunluğu, denge bağlaşım uzunluğu
equilibrium coupling length
eşit bir şekilde paylaşmak
share and share alike
eşit darbe kodlu modülasyon gürültüsü
equivalent pulse code modulation (PCM) noise
eşit değil
it adds up
Eşit derecede veya kıymette
On a par with
eşit dikey fotoğraf
equivalent vertical photograph
Eşit dizeyler
Equal matrices
eşit enerji
equal energy
eşit erişim
equal access
eşit fırsat numaraları
equal opportunity numbers
Eşit giriş ilkesi
Principle of equal access
eşit ısıda olan
isothermal
eşit imi
equal sign
eşit işareti
equal sign
Eşit işlev
Equal function
eşit kalite numaraları
equal quality numbers
Eşit katılım
Equal access
eşit katman, eş katman
equilay
EŞİT KENARLI
EQUILATERAL
Eşit kenarlı köşebent
Equal leg angle
eşit kip benzetimci
equilibrium mode simulator
eşit kipte güç dağıtımı
equilibrium mode power distribution
eşit kuvvetle karşı koymak
countervail
Eşit kümeler
Equal sets
eşit mali yük
across the board
eşit miktarda glikoz ve; fruktozdan oluşan şeker
invert sugar, inversion
Eşit miktarda un ve tereyağ karışımı
Kneaded butter
eşit muamele
equal treatment
Eşit muamele prensibi
Equal treatment principle
eşit odak uzaklığı
equivalent focal lenght
EŞİT OLARAK
EVENLY
EŞİT OLARAK
ON AN EQUALITY WITH
Eşit olarak
Pari passu
eşit olarak
equally
eşit olarak bölüp dağıtma
proration
EŞİT OLARAK BÖLÜŞTÜRMEK
EVEN
EŞİT OLARAK BÖLÜŞTÜRMEK
EVEN OUT
EŞİT OLARAK DAĞITMAK
PRORATE
Eşit olarak dağıtmak
To apportion
eşit olarak, aynı derecede, eşit bir biçimde
equally
eşit olarak, müsavi olarak,aynı derecede
Equally
EŞİT OLMAK
AMOUNT
EŞİT OLMAK
BE EQUAL
EŞİT OLMAK
BE EQUIVALENT TO
eşit olmak
be equivalent to
EŞİT OLMAK
BE ON A PAR WITH
eşit olmak
be on a par with
EŞİT OLMAK
BE TANTAMOUNT TO
EŞİT OLMAK
SIZE UP
EŞİT OLMAK
CONTAIN
EŞİT OLMAK
EQUATE
eşit olmak, bir olmak
Equal
eşit olmayan
unequal
eşit olmayan
inequal
Eşit olmayan; Farklı
Unequal
eşit omayan
inequal
eşit oranda önemli
equally significant
eşit oranlar kanunu
law of equivalent proportions
Eşit oy
Tie vote
eşit ölçek
verbal scale
eşit ölçek çizgisi
line of equal scale
eşit öneme sahip olmayan yan yana gelmiş iki ünlüden az önemli olanı
glide
eşit paylarla
share and share a like
Eşit rotasyon
Equal rotation
eşit say
consider equal
Eşit şartlar altında rekabet
Fair competition
eşit şekilde bölünmek
be divided equally
EŞİT TUTMAK
EQUATE
eşit uydu hat gürültü sıcaklığı
equivalent satellite link noise temperature
EŞİT UZAKLIKTA
EQUIDISTANT
eşit uzaklıkta
equidistant
eşit ücret
equal pay
eşit yapmak, eşit saymak, eşitlemek, dengelemek, aynı kefeye koymak
equate
eşit yay saniyesi raster haritası
equal arc second raster chart/map (arc)
eşit, müsavi
Equivalent
eşit-alan harita izdüşümü
aitoff equal-area map projection aitoff
Eşitkenar köşebent
Equal-leq angle
eşitle
make equal
eşitle
equalize
eşitle
equate
EŞİTLEME
EQUALIZATION
eşitleme
equalization
Eşitleme
Equilization
Eşitleme devresi
Equalizing circuit
eşitleme, denkleştirme, tevzin
equalization
Eşitleme; Dengeleme
Equalizing
EŞİTLEMEK
EVEN UP
EŞİTLEMEK
COMPENSATE
EŞİTLEMEK
LEVEL
EŞİTLEMEK
COUNTERVAIL
EŞİTLEMEK
EQUALIZE
eşitlemek
equalize
EŞİTLEMEK
EQUATE
eşitlen
come up to
eşitlendir
even out
EŞİTLENME
EQUALIZATION
EŞİTLENMEK
BALANCE
eşitler arasında birinci
first among equals
eşitleyici, ekolayzer
equalizer
eşitlik
even
EŞİTLİK
EVENNESS
eşitlik
homologous
EŞİTLİK
EGALITARIANISM
eşitlik
par
EŞİTLİK
PARITY
eşitlik
parity
EŞİTLİK
EQUALITY
EŞİTLİK
EQUALIZATION
eşitlik
equality
EŞİTLİK
EQUATION
eşitlik
equation
EŞİTLİK
EQUIVALENCE
EŞİTLİK
EQUIVALENT
eşitlik
equity
eşitlik
equivalent
eşitlik adalet
equity
eşitlik biti
parity bit
eşitlik denetimi
parity check
eşitlik derecesi
equative
eşitlik işareti
equal sign
eşitlik kısıtı
equality constraint
Eşitlik prensibi
Equality principle
Eşitlik testi
Parity check