Translate
"iso"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
iso
eşit
iso
onek ayni, esit.
iso-
1. (önek) eşit, 2. aynı
isoamyl acetate
izoamil asetat
isoamyl alcohol
izoamil alkol
isoamyl ester
izoamil ester
isobar
(i.) izobar, esbasi.
isobar
1. eşbasınç eğrisi, izobar, 2. eşbasınç, izobar
isobar
eş basınç eğrisi
isobar
izobar
isobar
izobar, eşbasınç eğrisi
isobaric
(s.) hava basinci esit olan (yerler).
isobaric
izobarik
isobaric chart
izobar haritası
isobaric spinal analgesia
izobarik spinal analjezi
isobaric surface
izobarik yüzey
isobarometric chart
izobarometrik harita
isobath
eşderinlik eğrisi
isobrontal chart
izobront haritası
isobutane
izobutan
isobutane
izobütan
isobutyl alcohol
izobutil alkol
isobutylene
izobutilen
isobutyric acid
izobütirik asit
isochoric
izokor, eşhacimli
isochronal
eşsüreli, izokron
isochronal, isochonous
(s.) eszamanli. isochronism (i.) eszamanlilik.
isochrone
eşhacim, eşoylum eğrisi
isochrone
izokron, eşoylum eğrisi
isochronous
1. eşsüreli, izokron, 2. eşzamanlı
isochronous
eşsüreli
isochronous
sabit aralık zamanlı, izokron
isochronous modulation
izokron modülasyonu
isoclinal
izoklinal
isoclinal, isoclinic
(s.) haritada miknatisin ayni egilim veya dususunu gosteren. isoclinal lines bunu gosteren cizgiler.
isocline
izoklin, eşeğim çizgisi
isocyanate
izosiyanat
isocyanic acid
izosiyanik asit
isocyclic
izosiklik
isodose
izodoz
isodose curve
izodoz eğri
isodose surface
izodoz yüzey
isodynamic
aynı miktarda enerjiye sahip
isodynamic
izodinamik
isodynamic, ical
(s.) izodinamik, esit kuvvete sahip olan, esit kuvvete sahip noktalari gosteren.
isodynamism
izodinami
isoelectric
eşelektrik
isoelectric
eşelektrik, izoelektrik
isoelectric point
izoelektrik noktası
isoelectronic
izoelektronik
isoelectronic principle
izoelektronik ilke
isoelectronic sequence
izoelektronik dizi
isogal
eşgal
isogamy
izogami, eşgametlilik
isogloss
(i.), (dilb.) harita uzerinde konusmalari farkli olan bolgeleri birbirinden ayiran cizgi.
isogonal
eşaçılı, izogonal
isogonal
izogonal
isogone
izogon
isogonic, isogonical
(s.), (geom.) eskose, esit acili.
isogram
izogram
isohedric
izoedrik
isohel
izohel
isohyet
eşyağış eğrisi, izohiyet
isohyet
izohiyet
isolat
eş enlem
isolate
(f.) ayirmak, tecrit etmek; (kim.) bir maddeyi baska maddelerden ayirmak; karantinaya almak,
isolate
ayır
isolate
ayırmak
isolate
ayırmak, izole etmek, yalıtmak, tecrit etmek
isolate
izole etmek
isolate
tecrit etmek
isolate
yalıt
isolate
yalıtma, tecrit etme
isolate
yalıtmak
isolate
yalnız bırakmak
isolate, to
yalıtmak
isolated
1) yalıtık, 2) birbaşına
isolated
izole, ayrılmış, tek
isolated
v.ayır:adj.izole edilen
isolated
v.izole et:adj.izole edilmiş
isolated equilibrium state
birbaşına denge durumu
isolated location
yalıtılmış yer
isolated point
yalıtık nokta
isolated set
yalıtık küme
isolated singular point
yalıtık tekil nokta
isolated system
yalıtılmış sistem
isolatedly
yalnız bir şekilde
isolating
1. ayrışkan, ayrışık, 2. çekimsiz
isolating
n.izolasyon:v.izole et:prep.izole ederek
isolating
yalıtkan
isolating transformer
yalıtım transformatörü
isolating valve
izolasyon vanası
isolation
(i.) tecrit, ayirma, tek basina birakma veya birakilma, ayri koyma. isolationism (i.) tecrit politikasi. isolationist (i.) kendi memleketinin digerlerinden ayn hareket etmesi taraftari, tecrit politikasi taraftari.
isolation
1) yalıtım; 2) birbaşınalık
isolation
ayırma
isolation
izolasyon
isolation
izolasyon, yalıtım, yalnızlık
isolation
tecrit
isolation
yalıtım
isolation
yalıtım, tecrit
isolation
yalnız bırakma
isolation amplifier
izolasyon kuvvetlendiricisi
isolation amplifier
yalıtım yükselteci
isolation diode
yalıtım diyodu
isolation joint
genleşme derzi
isolation joint
yalıtım derzi
isolation transformer
yalıtım transformatörü
isolationism
tecrit politikası
isolator
izolatör, yalıtkan
isolator
yalıtkan
isolator
yalıtkan, tecrit eden
isolophobia
yalnız kalma korkusu
isomagnetic line
izomanyetik eğri
isomer
(i.), (kim.) izomer.
isomer
izomer
isomer
izomer, eşiz
isomer separation
izomer ayırma
isomerase
izomeraz
isomerase
izomeraz; izomerlerin
isomeric
(s.), (kim.) izomerili. isom’erism (i.) izomeri.
isomeric
izomerik
isomeric transition
izomerik geçiş
isomerism
izomeri
isomerism
izomerizm
isomerization
izomerizasyon
isomerization
izomerizasyon, eşizlenme
isomerous
isomerous
isometric
(s.) olcu bakimindan esit olan, oIculeri esit olan. isometric exercise hareketsiz olarak kasilma ile adale egzersizi. isometrics (i.) hareketsiz yapilan idman, kaslarin sistematik ve hareketsiz gerilip acilmasi.
isometric
1. izometrik, 2. eşit ölçülü
isometric
izometrik
isometric
ölçüleri eşit olan
isometric curve
izometrik eğri
isometric drawing
izometrik çizim
isometric parallel
izometrik paralel
isometric process
izometrik işlem
isometric space
izometrik uzay
isometric surface
izometrik yüzey
isometric transformation
izometrik dönüşüm
isometry
(i.) oIcude esitlik; yukseltide esitlik.
isometry
izometri
isometry
izometri, eşölçüm
isometry
ölçüde eşitlik
isomorph
(i.) izomorf.
isomorph
izomorf
isomorphic
(s.), (kim.), (biyol.) esbicimli, izomorf.
isomorphic
eşyapılı, eşbiçimli
isomorphic
izomorf
isomorphic
izomorf, eşyapılı, eşbiçimli
isomorphic mineral
izomorf mineral
isomorphism
izomorfizm