Meaning of
"karınca"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
karınca
ant
KARINCA
PISMIRE
karınca algoritması
ant algorithm
karınca asidi
formic acid
karınca aslanı
ant lion
karınca aslanı
antlion
karınca çözümyolu
ant algorithm
karınca gibi kaynaşan bir kalabalık
a seething crowd
karınca kolonisi eniyilemesi
ant colony optimization
karınca kuşu
ant bird
karınca kuşu
antbird
karınca ordusu
army ant
karınca yiyen
aardvark
karınca yiyen, yerdomuzu, borudişli
aardvark
karınca yuvası
ant-hill
Karıncalan(dır)ma; Sızlama (tıp)
Tingling
KARINCALANAN
PRICKLY
KARINCALANMA
FORMICATION
karıncalanma
formication
KARINCALANMA
TINGLE
karıncalanma
tingle
karıncalanma
pins and needles
Karıncalanma
Pitting
KARINCALANMA
PRICKLE
karıncalanma
prickle
Karıncalanma (tıp)
Formication
karıncalanma (vücudun bir yerinde)
tingle
Karıncalanma duygusu (tıp)
Tingling sensation
Karıncalanma yenimi; Çukurcuklanma yenimi
Pit corrosion
Karıncalanma yenimi; Çukurcuklanma yenimi
Pitting corrosion (Pit corrosion)
Karıncalanma; Oyuklaşma; Çukurcuklanma (yenim)
Pitting
KARINCALANMAK
FORMICATE
KARINCALANMAK
HAVE PINS AND NEEDLES
KARINCALANMAK
TINGLE
KARINCALANMAK
FEEL BENUMBED
KARINCALANMAK
CRAWL
KARINCALANMAK
PRICKLE
karıncalanmak
prickle
karıncalanmak (vücutta bir yer)
tingle
Karıncalanmaönler(özdek)
Antipitting agent
Karıncalanmış çelik; Oyuklaşmış çelik; Çukurcuklanmış çelik
Pitted steel
Karıncalanmış yüzey; Çukurcuklanmış yüzey
Pitted surface
karıncalara ait
formic
karıncalara karşı dayanıklı kat
antproof course
karıncayiyen
ant bear
karıncayiyen
ant eater
karıncayiyen
anteater
karıncayiyen
scaly anteater