Meaning of
"kaybol"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
kaybol
melt away
kaybol
become lost
kaybol
get lost
kaybol
got lost
kaybol, gözüm görmesin seni
go chase your tail
kaybolan çizgi
vanishing line -
kaybolan nokta
vanishing point -
Kaybolan şans dönmez
A lost chance never returns
Kaybolduk
We are lost
Kayboldum
I’m lost
kaybolma
failure
kaybolma
disappear
kaybolmak
set
KAYBOLMAK
BE LOST
kaybolmak
vanish
kaybolmak
get lost
KAYBOLMAK
SMEAR
KAYBOLMAK
GO
KAYBOLMAK
GO ASTRAY
KAYBOLMAK
DIE AWAY
KAYBOLMAK
DIE DOWN
KAYBOLMAK
LOSE
KAYBOLMAK
LOSE ONE’S BEARINGS
KAYBOLMAK
DISAPPEAR
KAYBOLMAK
LOSE OUT
KAYBOLMAK
WANDER
KAYBOLMAK
CLEAR AWAY
kaybolmak
disappear
KAYBOLMAK
WITHER
KAYBOLMAMIŞ
EXTANT
kaybolmamış, günümüze kadar gelen
extant
kaybolmasın diye kıyafetin kollarına tutturulmuş eldivenler
idiot mittens
kaybolmasına neden ol
cause to be lost
kaybolmasına neden olmak
cause to be lost
kaybolmuş
Up the spout
KAYBOLMUŞ
LOST
KAYBOLMUŞ KİMSE
STRAY
kaybolmuş oğul; oğulun kaçışı
swarm, lost (before hiving)
kaybolmuş, yok olmuş, ölmüş, geçmiş
gone
kayboluş
disappearance
kayboluş, kaybolma, gözden kayboluş
disappearance