Meaning of
"kola"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
KOLA
STARCH
kola
paste
kola
coke
kola
cola
kola
kola
KOLA
SODA
kola ait
brachial
kola cevizi
cola nut
Kola konsantresi
Concentrates of Coke
kolagog
cholagogue
KOLAJ
COLLAGE
kolaj, kolaj resim
collage
kolajen
collagen
kolajenaz
collagenase
KOLALAMAK
STARCH
KOLALAMAK
STIFFEN
kolalamak
clearstarch
kolalı
starch
Kolalı
Starched
KOLALI
STARCHY
KOLALI İÇECEK
COKE
kolalı içecekler
cola
Kolalı yaka
Starched neck
KOLAN
GIRTH
kolan
girth
kolanjit
cholangeitis
kolanjiyektazi
cholangiectasis
kolanjiyografi
cholangiography
kolanjiyokarsinom
cholangiocarcinoma
Kolanlar
Girths
KOLAY
CUSHY
kolay
unlabored
KOLAY
UNLABOURED
KOLAY
STRAIGHTFORWARD
KOLAY
DOWNHILL
KOLAY
SIMPLE
kolay
simple
KOLAY
FACILE
kolay
facile
kolay
mickey mouse
KOLAY
OPEN-AND-SHUT
kolay
easy
kolay
easy (1)
KOLAY
SMOOTH
kolay
effort
kolay
effortless
kolay
snap
KOLAY
SWEET
KOLAY
READY
KOLAY
FLOWING
KOLAY
UNCOMPLICATED
KOLAY ALDANAN
GULLIBLE
kolay aldatılan, saf
deceivable
kolay anlaşılabilir şekilde
articulately
kolay anlaşılabilirlik
lucidity
KOLAY ANLAŞILAN
ARTICULATE
kolay anlaşılır
pellucid
kolay anlaşılır
apparent
kolay anlaşılır
As clear as light
kolay anlaşılır
lucid
kolay anlaşılırlık
pellucidity
kolay anlaşılırlık
pellucidness
KOLAY AV
SITTER
Kolay bayrak.
FLAG OF CONVENIENCE
Kolay bir şekilde
On easy terms
Kolay bir tahminle
With half an eye
kolay bükülen sivri uç
featheredge
KOLAY BÜKÜLMEYEN, SERT
Stiff
kolay bükülür
flexible
kolay çatallaşma
softfork
kolay değildi (ama geçti)
It hasn’t been easy
kolay erişim
easy access
Kolay eriyen alaşımlar
Fusible alloys
KOLAY ETKİLENEN
IMPRESSIBLE
KOLAY ETKİLENEN
IMPRESSIONABLE
kolay etkilenen, etki altında kalan
suggestible
KOLAY FARKEDİLMEZ
SUBTILE
KOLAY GALİBİYET
WALKOVER
Kolay gelen kolay gider
Easy come easy go
Kolay görülecek bir yerde/mevkide
In the sun
kolay görülemeyen, fark edilmeyen, göze çarpmayan, silik, dikkat çekmeyen
unobtrusive
kolay hazmettiren, kolay hazmedilir
eupeptic
kolay hedef
low-hanging fruit
kolay heyecana kapılma
excitability
kolay heyecana kapılma
excitableness
KOLAY HEYECANLANAN
EXCITABLE
kolay heyecanlanır
excitable
KOLAY İNANAN
SIMPLE-HEARTED
KOLAY İNANAN
SIMPLE-MINDED
KOLAY İNCİNİR
VULNERABLE
kolay iş
cushy job
KOLAY İŞ
SHADE
KOLAY İŞ
SITTER
kolay iş
simple job
kolay iş
duck soup
kolay iş
picnic
kolay iş
sitter
kolay iş
piece of cake
kolay iş
bit of cake
kolay iş
slice of cake
kolay iş
easy task
KOLAY İŞ
SNAP
KOLAY İŞ
SNIP
kolay iş
snip
kolay iş
child’s play
kolay iş
cinch
kolay iş değil
no easy feat
Kolay işleme; Kolay talaşlı işleme
Free machining
Kolay işlenebilen cam
Sweet glass
Kolay işlenebilir alaşımlı çelik çubuklar
Free-machining alloy steel bars
Kolay işlenebilir alaşımlı çelikler; alaşımlı otomat çelikleri
Free-machining alloy steels
Kolay işlenebilir bakır; otomat bakırı
Free machining copper
Kolay işlenebilir çelikler; otomat çelikleri
Free machining steels
Kolay işlenebilir paslanmaz çelikler; paslanmaz otomat çelikleri
Free machining stainless steels
Kolay işlenebilir tel
Free machining wire
KOLAY İŞLENEMEZ
REFRACTORY
kolay işlenir
free machining
Kolay karbonize olabilen maddeler
Readily Carbonisable Substances
kolay kavranılmaz
impalpable
kolay kavranılmaz, belirsiz
impalpable
kolay kavrayan
percipient
Kolay kayma
Easy glide
KOLAY KAZANÇ
GRAVY
KOLAY KAZANILAN BAŞARI
WALKOVER
KOLAY KAZANILAN ŞEY
SNIP
kolay kazanılan şey
snip
kolay kazanılıp kolay harcanılan para
easy money
KOLAY KAZANMAK
ROMP
KOLAY KAZANMAK
ROMP THROUGH
KOLAY KAZANMAK
RUN AWAY
KOLAY KAZANMAK
EARN EASILY
KOLAY KAZANMAK
WALK OVER
KOLAY KAZANMAK
WIN EASILY
Kolay kesilenkarbon çelikleri; Karbonlu otomat çelikleri
Free-cutting carbon steels
Kolay kesilir çelikler, otomat çelikleri
Free cutting steels
Kolay kesilir paslanmaz çelikler
Free cutting stainless steels
Kolay kesilir pirinç
Free cutting brass
Kolay kesilir tunç
Free cutting bronze
Kolay kesme
Free cutting
Kolay kırılan camlar
Frangible glasses
KOLAY KIRILIR
FRAGILE
kolay kırılır
fragile
KOLAY KIRILIR
FRAIL
KOLAY KIRILIR
BRITTLE
kolay kırılır
brittle
kolay kırılır gevrek
brittle
kolay kırılır, kırılabilir
Fragile
kolay kırılırlık
fragility
KOLAY KIRILMA
FRAILTY
Kolay kırışan
Easy crease