Meaning of
"organik"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
ORGANİK
ORGANIC
organik
organic
organik
organo
organik asit
organic acid
Organik atık
Organic waste
Organik atıklar için kompost kapları
Organic waste composters
organik bileşik
organic compound
Organik cam
Acrylic glass
organik gaz
organic gas
Organik gıda
Organic food
ORGANİK GÜBRE
COMPOST
organik hastalık
organic disease
Organik kaplı levhalar, genişliği ≥ 600 mm
Organic coated sheet of a width ≥ 600 mm
organik kaya
organic rock
organik kimya
organic chemistry
organik kimyager
organic chemist
organik kod
organic code
Organik kompozit solventler ve incelticiler (tiner), kaplamalarla ve mürekkeplerle birlikte kullanılan (bütil asetat esaslı olanlar hariç)
Organic composite solvents and thinners used in conjunction with coatings and inks (excluding those based on butyl acetate)
Organik kompozit solventler ve incelticiler (tiner), kaplamalarla ve mürekkeplerle birlikte kullanılan (bütil asetat esaslı olanlar)
Organic composite solvents and thinners used in conjunction with coatings and inks; based on butyl acetate
Organik madde
Organic matter
organik madde
organic substance
organik olarak
organically
Organik olmayan
Inorganic
Organik pamuk
Organic cotton
Organik peroksitler
Organic peroxides
Organik tabaka
Organic layer
Organik Temizleme Cihazı
Organic Scavenging Device
Organik Toprak
Organic soil
organik tortu
organic sediment
Organik üretim
Organic production
organik yapı
organic structure
Organik yüzey aktif maddeler (sabun, anyonik, katyonik olanlar ile iyonik olmayanlar hariç)
Organic surface-active agents (excluding soap, anionic, cationic, non-ionic)
Organik yüzey aktif maddeler, sabun hariç
Organic surface-active agents, except soap
Organik yüzey aktif ürünler ve müstahzarlar, cilt temizliği için, sabun içersin veya içermesin, perakende satışa hazır olanlar (sıvı veya krem halinde) (sıvı sabunlar hariç)
Organic surface-active products and preparations for washing the skin; whether or not containing soap, p.r.s.