Meaning of
"yüküm"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
yüküm
obligation
yüküm
liability
yükümlenilen maliyet
stranded cost
YÜKÜMLÜ
AMENABLE
YÜKÜMLÜ
OBLIGOR
yükümlü
compulsory
YÜKÜMLÜ
LIABLE
yükümlü
fain
Yükümlü
Liable, obliged
yükümlü
incumbent
YÜKÜMLÜ
IN CHARGE OF
YÜKÜMLÜ
INCUMBENT
Yükümlü kılmak
To oblige
yükümlü ol
supposed to
YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEME
DEFAULT
YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEMEK
DEFAULT
YÜKÜMLÜLÜK
RESPONSIBILITY
yükümlülük
amenability
yükümlülük
commitment
YÜKÜMLÜLÜK
FUNCTION
YÜKÜMLÜLÜK
OBLIGATION
yükümlülük
obligation
YÜKÜMLÜLÜK
COMPULSION
YÜKÜMLÜLÜK
LIABILITY
YÜKÜMLÜLÜK
ONUS
YÜKÜMLÜLÜK
DUTY
YÜKÜMLÜLÜK
CHARGE
YÜKÜMLÜLÜK
OUGHT
YÜKÜMLÜLÜK
IMPOST
YÜKÜMLÜLÜK
ENCUMBRANCE
YÜKÜMLÜLÜK
ENGAGEMENT
YÜKÜMLÜLÜK
INCUMBENCY
Yükümlülük
Incumbency, liability, obligation, engagement
Yükümlülük (borç) ihlali davası
Alleged infringement of an obligation
yükümlülük altına girmek
enter into an obligation
Yükümlülük altına girmeksizin
Without assuming any liability
Yükümlülük getirmek
To impose an obligation
Yükümlülük ve taahhütler
Obligations and undertakings
Yükümlülük Yöntemi
Liability Method
Yükümlülükleri yerine getirmek
To fulfil the obligations, to perform the obligations, to meet the obligations
Yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınmak
to evade the obligations
Yükümlülüklerin yerine getirilmesi talebi
Casus foederis
Yükümlülüklerini yerine getirememek
To fail to perform (its) obligations
Yükümlülüklerini yerine getirmek
To perform (its) obligations, to meet (its) obligations