Meaning of
"yaş, yaşlılık, rüşt, çağ, çok uzun zaman, asır, yaşlanmak, ihtiyarlamak, eskimek, ihtiyarlatmak, eskitmek, (şarap, vb.) yıllanmak, yıllandırmak"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
yaş, yaşlılık, rüşt, çağ, çok uzun zaman, asır, yaşlanmak, ihtiyarlamak, eskimek, ihtiyarlatmak, eskitmek, (şarap, vb.) yıllanmak, yıllandırmak
age