Translate
"age"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
age
(f). yaslanmak, ihtiyarlamak, kocamak: eskitmek aged (s). yasli, ihtiyar aged (s). yillanmis, dinlendirilmis (icki); yasindaki .
AGE
1)Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi. 2)Yeni ve dolunay zamanı ile takip eden springtide yüksek su zamanı arasındaki fark.
Age
1.YAŞ 2.ÇAĞ
AGE
ASIR
age
çağ
AGE
DEVİR
AGE
ERGİNLİK
AGE
İHTİYARLAMAK
AGE
REŞİT OLMA
age
v.yaşlan:n.yaş
age
yas
AGE
YAŞ
age
yaş, yaşlılık, rüşt, çağ, çok uzun zaman, asır, yaşlanmak, ihtiyarlamak, eskimek, ihtiyarlatmak, eskitmek, (şarap, vb.) yıllanmak, yıllandırmak
AGE
YAŞLANDIRMAK
AGE
YAŞLANMAK
AGE
YAŞLILIK
AGE
YIPRATMAK
age at last birthday
son doğum günündeki yaş
age circle
yaş halkası
age class
yaş sınıfı
age class distribution
yaş sınıfı dağılımı
age determination
yaş belirleme
age group
yaş grubu
Age hardenable
Yaşlandırılabilir
age hardenable alloy
yaşlanabilir alaşım
Age hardenable alloy
Yaşlandırılabilir alaşım
Age hardenable aluminium alloys
Yaşlandırılabilir aluminyum alaşımları
age hardenable nickel
yaşlanabilir nikel
age hardenable steel
yaşlanabilir çelik
Age hardenable steel
Yaşlandırılabilir çelik
Age hardened
Yaşlandırılmış
Age hardened alloy
Yaşlandırılmış alaşım
Age hardened aluminium alloy
Yaşlandırılmış aluminyum alaşımı
Age hardened microstructure
Yaşlandırılmış içyapı
age hardening
yaşlandırarak sertleştirme
Age hardening
Yaşlandırma sertleşmesi
age hardening
yaşlanma sertleşmesi
age hardening alloy
yaşlanma alaşımı
Age hardening alloys
Yaşlandırılabilir alaşımlar; Yaşlandırma alaşımları
Age hardening aluminium alloys
Yaşlandırılabilir aluminyum alaşımları
Age hardening furnace
Yaşlandırma fırını
Age hardening period
Yaşlandırma süresi
Age hardening process
Yaşlandırma süreci
Age hardening steel
Yaşlandırılabilir çelik
age hardening steel
yaşlanma çeliği
Age hardening temperature
Yaşlandırma sıcaklığı
Age hardening treatment
Yaşlandırma işlemi
age is no guarantee of wisdom
akıl yaşta değil baştadır
age limit
yaş haddi
age of automation
bilgisayarlaşma çağı
age of automation
otomasyon çağı
age of consent
rüşt, erginlik
AGE OF DIURNAL INEQUALITY
Ay’ın transiti ile,kabarma alçalmada,en çok meyil etkisi arasındaki fasıla.
AGE OF DIURNAL TIDE
Ay’ın en çok yükselim (meyil) zamanı ile takipeden günlük canlı yüksek su zamanı arasındaki fasıla.
age of diurnal tide
günlük gelgit süresi
age of insight
içgörü çağı
age of man
bugüne kadarki son iki milyon yıl
Age of maturity, puberty, legal age
Rüşt
AGE OF MOON
En çok 29 1/2 gün olan değer.
age of moon
son yeniaydan beri geçen süre
AGE OF PARALLAX INEQUALITY
Ay’ın yörüngesinde dünyaya en yakın noktası anı ile kabarma alçalmada palaktik etki arasındaki fark.
age of parallax inequality
paralaksa eşitsizliği süresi
age of phase inequality
faz eşitsizliği süresi
age of the moon
ay süresi
AGE OF TIDE
Syzgy ile spring kabarma alçalmaları arasındaki fasıla.Diğer bir deyimle Ay’ın transit zamanı ile kabarmanın oluşu arasındaki fark,gecikme.
age of tide
gelgit süresi
Age softening
Yaşlanma yumuşaması
Age structure
Yaş yapısı
age, wet
yaş
AGED
İHTİYAR
aged
v.yaşlan:adj.yaşlı
AGED
YAŞINDA
aged
yaşında, çok yaşlı, ihtiyar
Aged
Yaşlandırılmış
AGED
YAŞLI
Aged
yaşlı, ihtiyar, yıllanmış
Aged
Yıllanmış
Aged alloy
Yaşlandırılmış alaşım
Aged aluminium alloy
Yaşlandırılmışaluminyum alaşımı
Aged debt
Vadesi geçen borç
agedness
yaşlılık
age-harden
yaşlanmayla sertleştirmek
AGEING
ESKİME
AGEING
İHTİYARLAMA
AGEING
YAŞLANMA
ageing
yaşlandırma
ageing apparatus
yaşlandırma aygıtı
ageing furnace
yaşlandırma fırını
ageing temperature
yaşlandırma sıcaklığı
ageing time
yaşlandırma süresi
ageless
eskimez
ageless
eskimez, yaşlanmaz
AGELESS
EVLÂDİYELİK
Ageless
yaşlanmayan, ihtiyarlamayan, eskimeyen, eskimez
AGELESS
YAŞLANMAZ
agelessness
eskimezlik
AGELONG
ASIRLIK
agelong
uzun zaman süren
agemate
akran/aynı yaşta olan
Agence
acenta, acental?k, ajans
Agence Europe
Avrupa Ajansı
Agencies
acenteler
agency
(i). vasita, fail; is, faaliyet; acentalik, vekalet; acente.
AGENCY
ACENTA
agency
acenta, aracılık, acentelik
Agency
Acente
agency
ajanlık
agency
ajans
agency
ajans (ör. Ulusal ajans); daire; birim
AGENCY
ARACILIK
agency
faaliyet
agency
fail
agency
iş
Agency
Kurum
Agency
Kurum, ajans, daire, birim
agency
temsilci
AGENCY
VASITA
agency
vekâlet
AGENCY BUSINESS
ARACILIK
Agency for Workshops in Punishment and Execution Establishments and Custodies
Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu
Agency fuel cards
Kredi kartı şeklindeki yakıt kartları
Agency Information Bank
Acente Bilgi Bankası
Agency incentive scheme
Acente teşvik sistemi
Agency of Fund and Finance and their payment ways
Fon Finans Ajansları ve Ödeme Yapıları
agency security
güvenlik acentesi
agenda
(i). gundem, gorulecek isler.
agenda
ajanda
agenda
gündem
agenda
yapılacak işler, gündem, gün tertibi
Agenda (tekil agendum)
Gündem
agenda item
gündem maddesi (konusu)
Agenda items
Gündem maddeleri
Agenda of the meeting
Toplantı gündemi
Agenda setting
Gündemi belirleme
agendum
gündem
agendum call card
gündem çağrı kartı
Agenesia
1) Kusurlu gelişme; 2) Kısırlık (tıp)
agenesia
agenezi
agenesis
agenezi
agent
(i). fail, amil; etkili olan kimse veya sey; acente, temsilci; vekil. free agent baskalarina karsi hesap vermek mecburiyetinde olmayan kimse, kendi kendine karar verebilen kimse.
agent
1) aracı; 2) etken
Agent
1) Araç; 2) Katık
agent
1.acenta, temsilci, ajan, 2.vasıta, aracı, etmen, 3.ajan
agent
acenta
agent
acente
agent
ajan
Agent
Ajan/Madde
agent
aktör, oyuncu, özne
agent
amil
agent
aracı