Translate
"ALLOW"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
allow
(f). birakmak, izin vermek, musaade etmek; tasvip etmek; tasdik etmek; hesaba katmak, saymak; itiraf etmek, kabul etmek, teslim etmek; razi olmak, riza gostermek; itiraf etmek; hesaplamak. allowable (s). caiz, mesru, hesaba katilabilir.
allow
1.bırakmak, izin vermek, 2.ayırmak, sağlamak
ALLOW
AYIRMAK
ALLOW
BIRAKMAK
allow
cevaz vermek
ALLOW
DÜŞÜNMEK
ALLOW
GÖZ ÖNÜNE ALMAK
ALLOW
HESABA KATMAK
ALLOW
İMKÂN VERMEK
ALLOW
İNDİRİM YAPMAK
ALLOW
İTİRAF ETMEK
Allow
izin almak
allow
izin ver
ALLOW
İZİN VERMEK
ALLOW
KABUL ETMEK
ALLOW
KOYVERMEK
allow
meşru
allow
müsaade etmek
allow
olanak vermek
allow
saymak
ALLOW
VERMEK
ALLOW BAIL
KEFALETLE SERBEST BIRAKMAK
allow for
göz önüne almak, hesaba katmak
allow for
hesaba almak
allow in
içeri almak
Allow me
Bana izin ver
ALLOW OF
MEYDAN VERMEK
ALLOW OF
OLANAK TANIMAK
allow oneself be led by the nose
sakalı ele vermek
Allow pie to cool before slicing
Soğuduktan sonra dilimleyiniz
allow something to happen
meydan vermek
allow to
izin ver
allow to be
izin ver
allow to enter
içeri almak
allowable
bırakılabilir, izin verilebilir, olası
ALLOWABLE
HOŞGÖRÜLEBİLİR
Allowable
İ zin verilebilir
allowable
izin verilebilir
allowable
izin verilen
allowable
kabul edilebilir
ALLOWABLE
MÜBÂH
ALLOWABLE
UYGUN
allowable bearing capacity
izin verilebilir taşıma gücü
Allowable devition
İ zin verilebilir sapma, kabul edilebilir sapma
allowable load
kabul edilebilir yük
allowable stress
emniyet gerilmesi
allowable stress
kabul edilebilir gerilme
allowable value
izin verilebilir değer
Allowance
1) Pay; Tolerans; 2) Tahsisat
allowance
1.ödenek, tahsisat, 2.cep harçlığı, 3.göz yumma, tolerans, müsamaha, izin, 4.özel bir araç için ayrılan, sağlanan para, 5.pay
allowance
aylık
allowance
bırakma
ALLOWANCE
GÖZ ÖNÜNDE TUTMA
ALLOWANCE
HANDİKAP (SPOR)
ALLOWANCE
HARÇLIK
ALLOWANCE
HESABA KATMA
ALLOWANCE
HOŞGÖRÜ
ALLOWANCE
İNDİRİM
ALLOWANCE
İSKONTO
allowance
itiraf
allowance
izin
allowance
kabul
allowance
(i)., (f). tahsisat, harclik, aylik, haftalik vb; birakma; karsilik; musamaha, goz yumma, musaade, riza; itiraf, kabul, teslim; (tic). fiyat indirimi, tenzilat; tolerans, yedek pay; (f). harclik baglamak.
allowance
karşılık
ALLOWANCE
MÜSAADE
allowance
müsaade gelir maaş
allowance
müsamaha
allowance
ödenek
ALLOWANCE
Pay
allowance
pay, tolerans
allowance
rıza
allowance
tahsisat
allowance
tahsisat, ödenek, harcırah
Allowance
Tahsisat, Ödenek, Karşılık
Allowance
Tahsisat, ödenek, nafaka, aylık bağlama, istihkak, tahsis
allowance
tenzilât
allowance
teslim
Allowance
Tolerans
ALLOWANCE FOR CASH
İNDİRİM
Allowance, cover, reserve, provision, consideration
Karşılık
Allowance, supplies, appropriation .subsidy
Ödenek
allowed
v.izin ver:adj.izin verilen
allowed
v.izin ver:adj.izinli
Allowed Alternative Treatment
Kabul Edilebilir Alternatif Yöntem
allowed band
izinli kuşak
Allowed bands
Açık kuşaklar
Allowed energy zones
Açık erke bölgeleri
allowed traffic load
müsaade edilen trafik yükü
allowed transition
izinli geçiş
Allowing for the circumstances
Koşulları hesaba katarak