Translate
"BARB"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
barb
(i)., (f). olta cengeli; ok ucu; kanca; kus tuyunun bir kili; (bot)., zool. sakala benzer kisim; kisa ve kalin gagali guvercin; rahibelerin kullandigi boynu ve gogsu orten keten ortu; eski sakal; Magrip ati; (f). ok, mizrak vb,ne uc takmak.
Barb
1) Diken; 2) Kanca, olta ucu, ok ucu
barb
argo, (bak). barbiturate.
BARB
DİKEN
barb
eşarp veya atkı gibi aksesuar
BARB
İĞNELEYİCİ SÖZ
BARB
İĞNELİ SÖZ
BARB
KANCA
BARB
KUŞ TÜYÜNÜN BİR KILI
barb
ok
BARB
OK UCU
BARB
SAKAL (BİT., HAYV.)
barb
sakal gibi kısım
barb
uç
barb
v.çengel tak:n.kanca
barb
zıpkın, olta, ok, vb. gibi çengelli uç
barb; bee beard; cluster
diken; dış salkım
Barba
1) Sakal; 2) Saç teli (tıp)
Barba’s law
Barba yasası
barbados
(i). Barbados, Bati Hint adalarindan biri.
barbados
barbados
Barbados
Barbados, Batı Hint adalarından biri
barbados dollar
barbados doları
BARBARIAN
BARBAR
BARBARIAN
KABA
BARBARIAN
VAHŞİ
BARBARIC
BARBAR
BARBARIC
VAHŞİ
BARBARICALLY
BARBARCA
BARBARICALLY
VAHŞİCE
BARBARISM
BARBARİZM
BARBARISM
BARBARLIK
BARBARISM
KABALIK
BARBARITY
BARBARLIK
BARBARITY
GADDARLIK
BARBARITY
KABALIK
BARBARIZE
BARBARLAŞMAK
BARBARIZE
BARBARLAŞTIRMAK
BARBARIZE
BOZMAK
BARBARIZE
MAHVETMEK
barbarian
(i)., (s). kaba kimse, vahsi kimse, medeniyet gormemis bir kimse; barbar; (s). zalim; gaddar; yabanci; medeni olmayan.
barbarian
barbar
barbarian
barbar, vahşi, uygarlaşmamış kimse
barbarian
gaddar
barbarian
yabancı
barbarian
zalim
barbaric
(s). medeniyetsiz, uygar olmayan; barbar; vahsi. barbarically (z). barbarca.
barbaric
1.barbar, vahşi, 2.zalim, acımasız
barbaric
barbar
barbaric
medeniyetsiz
barbaric
vahşi
barbarically
barbarca
barbarise
1. barbarlaştırmak, 2. barbarlaşmak
barbarism
(i). munevverlerce makbul olmayan ifade tarzi; edebiyatta ve sanatta bazilarinca alisilmis sekil ve yazilarin haricinde kalan tarzda eserler; vahsilik, kabalik, barbarlik.
barbarism
barbarlık
barbarism
kabalık
barbarity
(i). gaddarlik, zalimlik, medeniyetsizlik, sanat ve edebiyatta zevksizlik, kabalik.
barbarity
acımasızlık, kıyıcılık, vahşilik, barbarlık
barbarity
gaddarlık
barbarity
kabalık
barbarity
zalimlik
barbarization
vahşileştirme
barbarize
ing. rise (f). vahsilestirmek, vahsilesmek.
barbarossa
(i). Barbaros; Roma imparatoru I Frederick’in lakabi.
barbarous
(s). medeni olmayan; hasin, kaba; klasik olculer disinda olan; yabanci, ecnebi. barbarously (z). ilkel bir sekilde. barbrousness (i). ilkellik.
barbarous
1.uygarlaşmamış, görgüsüz, kaba, barbar, 2.acımasız, zalim, 3.(söz ve davranışta) saldırgan
BARBAROUS
BARBAR
barbarous
haşin
barbarous
kaba
barbarous
vahşi
barbarous
yabancı
BARBAROUS
YONTULMAMIŞ
BARBAROUSLY
BARBARCA
BARBAROUSLY
İNSANLIK DIŞI
BARBAROUSLY
VAHŞİCE
BARBAROUSLY
ZALİMCE
barbarousness
barbarlık
barbarousness
kabalık
barbary
(i). eski Berberistan. Barbary ape Kuzey Afrika ile Cebelitarik’ta yasayan bir cins maymun. Barbary Coast San Fransisko’nun eskiden kumarhanelerin bulundugu sahil kismi. barbary ragwort yilanbasi, (bot). Othonna cheirifolia
barbary
batı mısır’dan atlantik okyanusu’na kadar uzanan bölge
barbary ape
maymun
barbate
(s)., zool., (bot). killi sakalli.
barbate
kıllı, sakallı
barbecue
(i)., (f). kuzu v.b.’nin butun olarak cevrildigi acik hava toplantisi; butun cevrilmis koyun, kuzu ve oglak gibi hayvan; bu ise mahsus portatif izgara; baharatli ve salcali bir et yemegi; (f). acik havada butun hayvan cevirmek.
barbecue
1.açık hava ızgarası, ızgara, 2.açık havada ızgarada yemek pişirmek, 3.açıkta ızgara yemeklerin yendiği toplantı
BARBECUE
AÇIK HAVADA ET IZGARASI
barbecue
barbekü
BARBECUE
BARBEKÜ SOSUYLA PİŞİRMEK
BARBECUE
BARBEKÜ YAPMAK
barbecue
etin bu şekilde kızartıldığı açıkhava toplantısı
barbecue
ızgara (et kızartmak için dışarda kullanılan)
barbecue
ızgara (et kızartmak için)
barbecue
ızgara yapmak
Barbecue
Kömürde ızgara
BARBECUE
MANGAL
BARBECUE
MANGALDA IZGARA YAPMAK
barbecue
v.barbekü yap:n.barbekü
Barbecue sauce
Izgara sosu
Barbecue toolsets
Barbekü aletleri
Barbecues
Barbeküler
barbed
(s). dikenli, kancali. barbed wire dikenli tel.
barbed
1. dikenli, kancalı, 2. iğneli
BARBED
ALAYCI
barbed
dikenli
Barbed
Dikenli, çengelli, kancalı
BARBED
DOKUNAKLI
BARBED
İĞNELİ
BARBED
KANCALI
BARBED WIRE
Dikenli tel.
barbed wire
dikenli tel
Barbed wire
Dikenli teller
Barbed wire and barbed wire entanglements made from steel or steel wire
Dikenli teller ve dikenli tel engelleri, çelik veya çelik telinden yapılmış olanlar
Barbed wire, of iron or steel
Dikenli tel, demir veya çelikten; örgülü tel, kablo, örme şerit ve benzerleri, bakır veya alüminyumdan (elektrik yalıtımı olanlar hariç)
barbel
(i). bir nevi sakalli tatli su baligi; karakeci, zool. Barbus fluviatilis; baligin dudagindaki sakal.
barbel
karakeçi
BARBEL
KARAKEÇİ BALIĞI
barbell
(i). halter.
BARBELL
HALTER
barbell
jimnastik değneği
BARBELLE
Balığın sakalı.
BARBELLE
Bir nevi sakallı tatlı su balığı.
barbelled
sakallı
Barbells
Halterler
barber
(i)., (f). berber; (f). tlras etmek. barbers itch birkac cins parazit mantarin yuzde ve boyunda meydana getirdigi bir deri hastaligi. barbershop (i). berber dukkani.
barber
berber
BARBER
TIRAŞ ETMEK
barber chair
berber sandalyesi
Barber poles
Berber direkleri
BARBER’S ITCH
TEMRİYE
Barberite
Barberit
barberry
(i). diken uzumu; kadintuzlugu, amberbaris, saricali, (bot). Berberis vulgaris
BARBERRY
AMBERBARİS
barberry
amberbaris, sarıçalı
barberry
kadıntuzluğu
barberry
sarıçalı
barbershop
1. berber dükkânı, 2. berber
barbershop
berber dükkanı
barbet
(i). uzun ve kivircik tuylu kopek, kanis; tropikal bolgelerde yasayan killi ve kalin gagali bir kus, zool. Capito veya Bucco
barbet
kaniş
barbette
(i)., ask. top icin hazirlanmis mahfuz yer, barbet, top kulesi; den. taret, top siperi.
barbette
taret, top siperi
Barbette
Top siperi, top kulesi
BARBICAN
GÖZETLEME KULESİ
BARBITURATE
BARBİTURAT
barbican
(i). bir hisar veya satonun daminda bulunan mudafaa kulesi; gozleme kulesi.
barbican
gözleme kulesi
Barbital
Barbital
barbiturate
(i)., ecza. barbiturat, uyku hapi.
barbiturate
barbitürat
barbiturate
barbitürat, yatıştırıcı