Translate
"BEAD"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Bead
1) Damla (cam); 2) Cam boncuk;kürecik
bead
1.tespih tanesi, boncuk, 2.damla, 3.ç. tespih, kolye
bead
arpacık
bead
boncuk
BEAD
BONCUK DİZMEK
bead
boncuk tespih
BEAD
BONCUKLA SÜSLEMEK
BEAD
DAMLA
BEAD
HAVA KABARCIĞI
bead
kolye
BEAD
TANE
Bead down
Cam elyafı kopması
bead plane
silme rendesi
bead seat
tırnak yuvası
bead tree
tespihağacı
Bead weld (Surface weld)
Kordon kaynağı
BEADED
BONCUKLU
beaded
v.boncuklarla süsle:adj.boncuklarla süslü
beaded screen
incili ekran
BEADING
BONCUKLU KENAR SÜSÜ
BEADING
BONCUKLU KISIM
Beading
1) Boncuklama, boncuk işi2) Köşe kıvırma; Köşe bükme
beading
köşesini kıvırma
Beading die
Kordon çekme kalıbı
Beading enamel
Boncuklama emayesi
beading machine
köşebent makinesi
beading plane
silmelerde boncuk motifi yapmak için kullanılan marangoz tezgahı
Beading roll
Bükme merdanesi, kordonçekme merdanesi
Beading test
Tutma deneyi (galvanizli sac)
beadle
(i)., ing. mubasir; bir kilise gorevlisi.
BEADLE
KİLİSE GÖREVLİSİ
BEADLE
MÜBAŞİR
BEADLEDOM
İŞGÜZARLIK
beadlery
kilise görevlisinin sahip olduğu mevki veya yetki alanı
beadroll
(i). ruhlanna dua edilecek olulerin listesi; liste, katalog.
BEADROLL
KATALOG
BEADROLL
LİSTE
beadroll
liste, katalog
beads
1. tespih, kolye, 2. tespih, kolye
Beads
Boncuklar
BEADS
TESPİH
beadsman
dua okuyucu
beadsman
duacı
Beadwork
Boncuk işi
beady
(göz) yuvarlak ve parlak, boncuk gibi
beady
(s). boncuk gibi, boncuklu; kopuklu. beady-eyed (s). ufak gozlu ve seytanca bakisli.
BEADY
BONCUK GİBİ
BEADY
BONCUKLU
BEADY
KABARCIKLI
BEADY
KÖPÜKLÜ
beady eyed
küçük ve parlak gözlü
beady eyes
boncuk gibi gözler
beady liquor
köpüklü içki
beady-eyed
boncuk gibi gözler