Translate
"BELL"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
BELL
BÖĞÜRMEK
BELL
ÇAN
Bell
Çan, külah (y.fırın), zil
bell
çan, zil
BELL
ÇINGIRAK
BELL
DALGIÇ HÜCRESİ
bell
f., i. cingirak veya zil takmak; bogurmek, bagirmak (geyik v.b.); can sekline girmek; i. kosnume devresinde geyiklerin cikardligi ses, bogurme. bell the cat tehlikeli bir isi basarmak.
bell
kampana
BELL
KOROL
BELL
TAÇ YAPRAKLAR
bell
zil
Bell
ZİL, ÇAN
bell and spigot joint
muflonlu bağlantı
Bell annealer
Çansı tavlayıcı
BELL BOOK
Makina manevraların yazıldığı defter
bell bottoms
ispanyol paça pantolon
BELL BOY
Nöbetçi kamarot.
bell buoy
çanlı samandra
bell buoy
çanlı şamandıra
bell character
çağrı karakteri
bell chuck
kovan aynası
bell crank
manivela
bell crank lever
dirsekli manivela
bell curve
çan eğrisi
bell distribution
çan dağılımı
bell dome
çan kulesi
Bell eggplant
Bostan patlıcanı
bell founder
çan dökümcüsü
Bell furnace
Çan fırın (kangal için)
bell glass
çan biçiminde kavanoz
bell gravity meter
bell gravimetresi
bell jar
cam fanus
bell jar
çan şeklinde kavanoz
Bell jar
Fanus
bell metal
çan metali
Bell metal
Çan metali (yüzde 80 Cu yüzde 20 Sn)
bell metal
çan yapımında kullanılan bir metal
BELL METAL
PİRİNÇ
Bell metal ore
Çan metali cevheri
Bell overhang
Çan sarkması
Bell pepper
Paprika
Bell pulls
Zil kordonları
BELL RINGER
ZANGOÇ
Bell rods
Çan çubukları
BELL ROPE
Kampana diline bağlı ucu cevizli kısa halat.
bell shaped
çan biçimli
bell shaped
çan şeklinde
bell shaped curve
çan eğrisi
Bell skirt
Çan etek
Bell state
Bell durumu
Bell state measurement
Bell durumu ölçümü
BELL STRIKER
Kampana dili,tokmağı.
bell the cat
tehlikeli işi üzerine al
bell tower
çan kulesi
bell transformer
zil transformatörü
bell type furnace
çan fırın
BELLADONNA
BELLADONNA
belladonna
güzelavrat otu
belladonna
güzelavratotu
belladonna
i. guzelavratotu, belladon, bot. Atropa belladonna; bu bitkiden cikarilan zehirli ilac. belladonna lily nergis zambagi, bot. Amaryllis belladonna.
belladonna lily
nergis zambağı
Bellarmine
Belarmin
bellatrix
bellatrik
bellbottoms
ispanyol paça pantolon
Bell-bottoms
Bol paça pantolon, İspanyol paça pantolon
bell-bottoms
ispanyol paça pantolon
BELLBOY
BELBOY
bellboy
otel uşağı
bell-boy
otel garsonu
bellboy, bellhop
i., A.B.D. otellerde oda hizmetcisi cocuk.
belle
çekici ve gözde kadın, dilber
BELLE
GÜZEL
BELLE
GÜZEL KADIN
belle
i. guzellidiyle taninan kadin veya kiz, dilber; salon kadini
Belleek china
Belleek porseleni
BELLES LETTRES
EDEBİYAT
belles-lettres
edebiyat
belles-lettres
i.,cog., Fr. edebiyat, gokce yazin; guzel sanatlarin bir kolu olarak edebiyat; edebiyatin secme ornekleri.
belleten, bulten;
dergi. bulletin board ilan tahtasi.
Belleville washers
Yaylı rondelalar
bellflower
çan çiçeği
bellflower
çançiçeği
bellflower
i. cancicegi, bot. Campanula.
bellhop
banka içinde ulaklık yapan kimse
BELLHOP
BELBOY
BELLICOSE
KAVGACI
BELLICOSE
MÜCÂDELECİ
BELLICOSE
SAVAŞÇI
BELLIED
GÖBEKLİ
BELLIGERENCE
SAVAŞ DURUMU
BELLIGERENCE
SAVAŞÇILIK
BELLIGERENCY
KAVGACILIK
BELLIGERENCY
SAVAŞ DURUMU
BELLIGERENCY
SAVAŞÇILIK
BELLIGERENT
DÖVÜŞÇÜ
BELLIGERENT
KAVGACI
BELLIGERENT
MÜNAKAŞACI
BELLIGERENT
SAVAŞ DURUMUNDAKİ
BELLIGERENT
SAVAŞAN
BELLIGERENT
SAVAŞAN DEVLET
BELLIGERENT
SAVAŞÇI
bellibone
güzel ve iyi kadın
bellicose
dövüşken
bellicose
kavgacı
Bellicose
kavgacı, dövüşken
bellicose
kavgacı, huysuz, aksi
bellicose
mücadeleci
bellicose
s. kavgaci, dovusken, mucadeleci; savasmayi seven. bellicosely z. dovuskence.
bellicosity
dövüşkenlik
bellicosity
i. dovuskenlik.
belligerence
1. tartışmacılık, 2. savaşçılık, 3. kavgacılık
belligerence
döğüşkenlik
belligerence
dövüşkenlik
belligerence
i. munakasaya meyilli olus, munakasacilik; harpcilik, muhariplik, harp hali, harp etme. belligerency i. kavgacilik egilimi, dovuskenlik; harp hali.
belligerency
1. dövüşkenlik, 2. savaş durumu
belligerency
döğüşkenlik
belligerent
1.(ülke) savaşmakta, savaş halinde, 2.(insan) kavgacı, kavgaya hazır, kızgın, sinirli
belligerent
cenkçi
belligerent
dövüşken
belligerent
kavgacı
belligerent
muharip
belligerent
s.,i. munakasaci, kavgaci, dovusken; cenkci, harbe meyilli; muharip, harbe girmis; harbe ait; i. harpte taraflardan birini teskil eden devlet veya millet; bu devlet ordusunun mensubu.
belligerent
savaşa taraf olan
belligerent
savaşçı kavgacı
belling
yeni evlenen çift için tencere tavayla yapılan gürültülü kutlama
bellini tosi direction finder
bellini tosi yön bulucusu
bellissima
İtalyanca kelimenin anlamı güzel demek
Bell-less
Çansız
Bell-less top
Çansız tepe (y. fırın)
Bell-less top system
Çansız tepe dizgesi; Çansız tepe sistemi
bellman
çan çalan tellal
bellman
i. bekci gibi can calan kimse.
BELLMAN
TELLAL
bell-mouthed
s. yayvan agizli.
Bellos heights
Körük yükseklikleri
BELLOW
BAĞIRMA
BELLOW
BAĞIRMAK
bellow
böğür
BELLOW
BÖĞÜRME
BELLOW
BÖĞÜRMEK
bellow
böğürmek köpük
bellow
f., i. bogurmek; kukremek; yuksek sesle konusmak; bagirmak; i. bogurme, kukreme, bagirma.
BELLOW
FERYAT
BELLOW
FERYAT ETMEK
bellow
kükreme
bellow
kükremek
bellow
v.bağır:n.bağırış
bellow wool
karın bölgesi yünü
bellows
akciğer
Bellows
Genleşme kompansatörü, uzama kompansatörü, körük