Translate
"BREAK"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
break
(özellikle beklenmedik şekilde) durumunu düzeltme şansı
break
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak
break
(remi kart oyununda) kartları karıştıracak ilk oyuncu olmak
break
1.kırılmak, parçalanmak, 2.kopmak, 3.kırmak, parçalamak, 4.koparmak, 5.bozmak, bozulmak, 6.yarmak, açmak, çatlatmak, 7.uymamak, tutmamak, 8.çiğnemek, 9.kontrol etmek, dizginlemek, 10.daha iyi yapmak, 11.mahvetmek, yıkmak, 12.bitmek, sona ermek, 13.çözmek,
break
açıklık
BREAK
AĞARMAK
BREAK
ANİ FİYAT DÜŞÜŞÜ
BREAK
ARA
BREAK
ARA VERMEK
Break
Ara, dinlenme
break
aralık
break
atılma
BREAK
BATIRMAK
BREAK
BATMAK
break
bir satırdaki yazıyı bir sonraki satırda devam etmek üzere kesmek
break
bir yazıyı başlangıç sayfasından hemen sonra gelmeyen bir sayfada devam ettirmek
break
bitirmek
BREAK
BOZDURMAK
break
bozmak
break
bozuşmak
BREAK
ÇATLAK
BREAK
ÇİĞNEMEK
BREAK
ÇÖZMEK
break
dağıtmak
BREAK
Dalgaların köpük çıkararak çatlaması.
BREAK
DALMAK
break
fasıla
BREAK
FIRLAMAK
BREAK
FIRSAT
BREAK
FİRAR
BREAK
FREN
BREAK
GAF
BREAK
İFLAS ETMEK
BREAK
İHLAL ETMEK
break
iş molası
break
kaçış
BREAK
KAÇMA
BREAK
KAÇMAK
break
kes
break
kesmek
BREAK
KIRIK
Break
Kırık, kopuk
BREAK
KIRILMA
BREAK
KIRILMAK
BREAK
KIRMA
break
kırmak
break
kısım
BREAK
KOPARMAK
BREAK
KOPMAK
break
mola
break
mola vermek
break
parça
break
parçalamak
BREAK
PARÇALANMAK
BREAK
PATLAMAK
BREAK
POT
BREAK
SOLO BÖLÜM (CAZ)
BREAK
SÖYLEMEK
break
şans
BREAK
TENEFFÜS
BREAK
UYMAMAK
break
v.kır:n.aralık
break
yaralamak
BREAK
YENMEK
break
yıkmak
break – even analysis
başabaş analizi
break (v)
ara vermek
break (v)
kesmek
break (v)
kırmak
break a contract
sözleşmeye uymamak, anlaşmayı ihlal etmek
break a habit
kötü alışkanlıktan kurtulmak
break a leg!
göreyim seni!
break a promise
sözünü tutmamak, sözünden dönmek
break a record
rekor kırmak
break a strike
grevi dağıtmak
break an appointment
randevuya gitmemek
break angle
kırıklık açısı
break away
1. kaçmak, 2. kopmak, ayrılmak
break away
ayrıl
BREAK AWAY
AYRILMAK
BREAK AWAY
KAÇMAK
Break away
Kopma, kaçma
BREAK AWAY
KURTULMAK
break away
v.kaçıp kurtul:n.kaçıp kurtulma
BREAK BULK SHIP
Karışık yük taşıyan gemi.
Break bull shipment
Karma yükten oluşan sevkıyat
Break chamber
Kesici hücresi
Break contact
Normal durumda (devre kapalıyken) kapalı kontak
break corner
kırma ağız
break down
1. parçalamak, yıkmak, 2. parçalanmak, 3. yen(il)mek
break down
arıza meydana gelmek
BREAK DOWN
BOZMAK
BREAK DOWN
BOZULMAK
BREAK DOWN
BÖLMEK
break down
kendini tutamayıp ağlamak
BREAK DOWN
KIRMAK
break down
parçala
BREAK DOWN
YIKILMAK
BREAK DOWN
YIKMAK
break down in tears
gözünden yaşlar boşalmak
break down into
ayır
break even
ancak masrafını karşılamak
break even
ne kar ne zarar et
break even
ne kar ne zarar etmek
break even
ne kâr ne zarar etmek
Break Even Point
Başabaş Noktası
break even point
dayanma noktası
BREAK FORTH
KAHKAHAYI BASMAK
break frequency
kesim sıklığı
BREAK FRESH GROUND
ÇIĞIR AÇMAK
break ground
temel atmak
break heart
kalbini kırmak
BREAK IN
SÖZÜNÜ KESMEK
BREAK IN
TERBİYE ETMEK
BREAK IN
ZORLA GİRMEK
BREAK INTO
BASMAK
BREAK INTO
DALMAK
BREAK INTO
HIRSIZLIK YAPMAK
BREAK INTO
TECÂVÜZ ETMEK
BREAK INTO
ZORLA GİRMEK
BREAK INTO PIECES
PARÇALAMAK
BREAK INTO PIECES
PARÇALARA AYIRMAK
break in
söze karışmak, lafı bölmek
break in
v.yarıda kes:n.zorla girme
break in on
kesmek
break into
1. zorla girmek, 2. (konuşma, vb.) kesmek
break into
ayır
break into applaud
coşkunca alkışlamak
break into fragments
parçalarına ayır
break into parts
parçalarına ayır
break into pieces
parçalamak
break into pieces
parçalarına ayır
break into splinters
parçalarına ayır
break jail
hapisten kaçmak
break key
kesme tuşu
BREAK LEAVE
İzin zamanını aşmak
break loose
1. zorla ayrılmak, 2. kendini kurtarmak
break loose
kurtul
BREAK LOOSE
KURTULMAK
break of
-den vazgeçirmek
BREAK OF DAY
ŞAFAK
BREAK OF DOWN
Şafak sökmesi.
break off
1. kesmek, bitirmek, son vermek, koparmak, 2. koparmak
BREAK OFF
BİTMEK
BREAK OFF
KIRILMAK
break off
kopar
BREAK OFF
KOPARMAK
BREAK OFF
KOPMAK
break one’s heart
kalbini kırmak
BREAK ONE’S HEART
KÂLBİNİ KIRMAK